Atatürk Müzesi ve çevresi iç mi ediliyor?

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e 1928 yılında hediye edilen ve bugün “Atatürk Müzesi” olarak kullanılan bina ve çevresi bazı uyanık işadamları tarafından tahsis veya devir yoluyla ticarete açılmak isteniyor. Bu aşamada “Şehr-i Konya”nın duyarlı insanlarının, kentimizde görev yapan seçilmiş veya atanmış bazı kamu yöneticilerine, “Hişt, hey, neler oluyor?” sorusunu yöneltmesi gerekiyor. Bizden hatırlatması, yarın çok geç olabilir.Önce, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesi’nde “Konya Atatürk Müzesi”ni arayınca ekrana çıkan bilgileri hiçbir değişiklik yapmadan kamuoyunun bilgilerine sunuyorum. Sonra, yazımın başlığı ile ilgili bazı soruları kayıtlara geçireceğim. Bakın, bakanlığın internet sitesinde neler yazıyor. Okumayı ve bilgilenmeyi, para sayıp rant peşinde koşmaktan “evla” sayanlara ithaf olunur.“…Atatürk Caddesi üzerinde 1912 yılında inşa edilen iki katlı tarihi bina; kesme, moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. 1923 yılında hazine adına tescil edilen ev Vali Konağı olarak kullanılmış, Atatürk'ün Konya'ya gelişlerinde de kendisine tahsis edilmiştir. 1927 yılında hazineden Konya Belediyesi'nce satın alınan ev 19.7.1928 tarihinde Konyalıların Atatürk'e şükranlarının bir ifadesi olarak Atatürk adına tescil edilmiş ve tapusuna "Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya Konyalıların hediyesidir." kaydı konulmuştur. 1940 yılında Konya Özel İdaresi'nce sembolik bir bedel karşılığında satın alınan ev, tekrar Vali Konağı haline getirilmiş ve 1963 yılına kadar Vali Konağı olarak kullanılmıştır. 1963 yılında bina Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilerek onarılmış ve bir yıl sonra 17 Aralık 1964 tarihinde "Atatürk Evi-Kültür Müzesi" adıyla ziyarete açılmıştır. Atatürk Müzesi, Atatürk'ün doğumunun 100.yılında İl Kutlama Komitesi Başkanlığı'nın talepleri üzerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce restore edilerek, sergileme ve düzenlemesi de yeniden yapılmış ve 17 Nisan 1982 tarihinde "Atatürk Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Müzenin düzenlenmesinde, yapının ev olarak kullanılma özelliği göz önünde tutulmuş olup, bu nedenle mimari özelliğini bozacak bir değişikliğe gidilmemiştir. Müzede Kurtuluş Savaşı'nda Konya ve Konyalının yeri belge ve fotoğraflarla anlatılmaya çalışılmıştır. Müzenin alt ve üst salonlarındaki sergilemede pano ve vitrinle bütünlük sağlanmaya çalışılmış, zemin katta Cumhuriyet öncesine ait belge ve fotoğraflarla Atatürk'ün Konya ziyaretleri anlatılmıştır…” Bir aydın ve kamu görevi yapan gazeteci olarak beldemin, ilçemin, şehrimin ve ülkemin menfaatlerini her şeyden üstün tutarım. Emekli maaşım ve yazı emeklerimin dışında para kazanmasını da pek beceremem. Bu konu aylardır vicdanımı kemiriyordu. Yazmazsam çatlardım. Yazının getireceği sürece (fatura ne olursa olsun) katlanmaya hazırım. Birileri meslektaşlarımızın sırtına basarak nasıl para kazanmasını biliyorsa, acizane bu fakir de Türk Ceza Yasası ve mesleğimizle ilgili mevzuat doğrultusunda bedel ödemesini de, ödetmesini de iyi bilir… Bu kentte kimse, ama hiçbir kimse rantları yüzünden ülkenin dinamiklerini geremez. Şimdi soruyoruz.* Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Zafer Alanı diye bilinen bölgede uygulayacağı dönüşüm projesinin kamuoyuna açıklanmayan özel ayrıntılarını rantiyeci çevrelere kim sızdırdı? * Bir şehrin kültür ve turizminden en üst seviyede sorumlu olan bürokratına Konya Atatürk Müzesi ve çevresinde ticari işletme kurmak için hangi işadamları tavassutta bulundu? * Bu bürokrat tavassutta bulunan işadamlarıyla makamında, özel ofislerde, kahvaltı masalarında dört veya beş görüşme yaptı mı? * Bu bürokrat bölgede yapılacak bir düzenlemenin yolunun Müzeler Genel Müdürlüğü’nden geçtiğine işaret ederek taliplileri Ankara’ya görüşmeye yönlendirdi mi? * Kendisine olası seçimlerde matbuat desteği vaat edildi mi?Soruların cevaplarını sayın bürokrat ile bölgeden büyük paralar kazanmayı planlayan işadamları biliyor. Bunların bir türlü öğrenemediği, iki kişinin konuştuğu bir konunun sır kalamayacağı. “Şehr-i Konya”da iki kişinin bildiğinin sır olmadığını idrak ettiğimize göre, yanıtları bizlerin bildiği ortaya çıkıyor. Biz, kamuoyunun da bilgilenmesini istiyoruz. Atatürk Müzesi’nin çevresinden para kazanmak isteyen iş adamlarının bilmediği tek şey, bölgenin tapusunda “Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Konyalıların hediyesidir” şerhinin bulunması. Halep orda ise arşın burada. Buyurun top, pardon güç, sizde… Oynayın, oynaya bilirseniz. Ha, merak ettiğim iki küçük detay daha var. Birincisi, Atatürk Müzesi’nin çevresindeki yeşil alan ticarete açılacaksa gizlice tahsis veya devir yolunu zorlayan girişimcilerimizin açık artırma ihalesinden korkuyor olması. Yoksa bir atımlık olan barutları bitmek üzere mi? İkincisi, kibarlık abidesi Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek’in ciddi bir yatırım olacak Zafer Dönüşüm Projesi’nin detaylarını ahbap-çavuş ilişkileriyle piyasaya düşüren, ser verip sır vermemesi gereken VİP bürokratlarına ne yapacak olması.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.