Seyit Küçükbezirci
Atatürk’le İlgili Üç Hatıra
Kurtuluş Savaş’nda Konya Belediye Başkanı Muhlis Koner’den
ATATÜRK’LE İLGİLİ ÜÇ HATIRA
Anlata anlata dilimde tüy bitti… On yıldır da öğrencilere, sivillere, askerlere, üniversitede, “Protokol erbâbına anlata anlata dilimde tüy bitti… Dursuz duraksız da anlatacağım: Gazi Mustafa Kemal bir “Konyalı”.. “Selçuklu’nun bel kemiği” “Karaman Eyaletinin Taşkale’sinden: “Kızıllar”dan…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Konyalılara her karşılamasında “Hemşehrilerim” der. Analığını, babalığını bu şehirden seçmiştir; mânevi evlâdı Rukiye bu şehirdendir. “23 Nisan Çocuk Bayramı” için, İstiklâl Harbi içinde, Şems İlkokulunda minik Nuriye’ye söz vermiştir. Gazi’nin Konya ile “Ünsiyeti” vardır…
Konya’nın “efsane belediye başkanı” Mehmet Muhlis Koner’in de Gazi ile “ünsiyeti” vardır. Konya’da dönem dönem üç kez belediye başkanlığına getirilen Mehmet Muhlis Koner Kurtuluş Savaşı’nda da Konya’nın “Şehremini”dir.
Dostluğuyla övündüğüm avukat, zarif kültür adamı Özgen Küçükkoner’den, Dedesi Mehmet Muhlis Koner ile ilgili hatıralarını bana yazmasını rica ettim; sağolsun yazdı. Konya tarihine not düşmek amacıyla, Özgen Küçükkoner’in dinlediği hatıraları aynen sunuyorum.
GAZİ’NİN ONURUNA “BABA”DAN ZİYAFET; KIZINDAN ÇİCEK
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konya’mıza tam 13 defa gelmiştir. 1 Nisan 1922 tarihindeki teşriflerinde ise üç gün kalmıştır. Bu gelişlerinde dedem Mehmet Muhlis Koner şeref misafirine mükellef bir ziyafet vermiştir. Bu günlerin birinde de Konya Kız Öğretmen okulunu ziyaret etmişlerdir. Ortanca teyzem Mefküre Koner’de o zaman okulda öğrencidir. Okul idaresi Paşa’mıza bir çiçek takdim etmeye karar vermiş ve bu işi babası Belediye Reisi olan Mefküre Koner’e tevdi etmişlerdir. Teyzem de büyük bir heyecanla çiçeği Atatürk’e sunar.
“BAŞÖRTÜSÜNÜ” ALMAYA FIRSAT BULAMADAN “AZİZ MİSAFİR”İ KARŞILAMA
Aradan bir müddet geçtikten sonra Gazi Paşa Hazretleri dedeme iade-i ziyarete karar verir ve eve geleceklerini bildirirler. Fakat Paşa saatinden biraz evvel teşrif ederler. Bu durum karşısında ninem Şefika Koner bakın ne anlatıyor…
-Evimiz iki katlıydı. Dış kapıdan içeri girince geniş bir taşlık (antre) vardı. Paşa Hazretleri bu antreye gelince ben de yanı başındaki mutfaktaydım. Evin içi yaverler, üst amirler, zabitler v.s. kalabalık bir görüntü arz edince şaşırarak başörtümü almaya fırsatım olmadı. Hemen oracıktaki bir avluyu başıma dolayarak “hoş geldiniz Paşa Hazretleri” diyebildim, heyecanla… O da “hoş bulduk hanımefendi” diye cevap verdi ve Reis bey nerde diye sordu. Ben de yukarıdalar efendim deyince yukarı sofaya gittiler.
GAZİ MUSTAFA KEMAL; “REİS BEY’İ BU DÖNEM MEBUS VE ARKASINDAN DA MAARİF VEKİLİ YAPALIM”…
O gece dedemle uzun bir sohbete başlarlar. Bir ara teyzem Mefküre, Paşa'ya kahve ikram eder. Atatürk kahve fincanını alırken teyzeme "sen bana okulda çiçek veren kız değil misin?" der Teyzem "evet bendim efendim" diye cevaplar Bu da bize Atatürk'ün ne kadar dikkatli ve hafızasının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Yine dedemin anlattığına göre bir ara Paşa Hazretleri baş yaver Salih Bozok'u yanına çağırarak aynen " Not al !.. ben burada değerli bir fikir adamına rastladım, Reis beyi bu dönem mebus ve arkasından da Maarif Vekili yapalım” der. Dedem de iltifat buyurdunuz Paşa Hazretleri diyerek cevap verdiğini açıklamıştı.
Bunun üzerine ben dedeme sordum. Peki sonra ne oldu ?.. Dedemin cevabı: "Paşa Hazretleri Ankara'ya dönünce bu konuşmadan haberi olan o zamanki Konya mebuslarından bazıları Paşa'ya giderek "Aman Paşam".. Sakın Reis beyi mebus ve bilaharede vekil yapmağa falan kalkmayın. O çok hırslı bir kişidir. Gün gelir sizin yerinize göz diker" dediklerini duyduğunu ifade ederek ekledi ve "Ben bu sözlere pek inanmadım ama acaba doğruluk payı da var mı diye düşünmeden de kendimi alamadım” dediğini hatırlıyorum.
Dedemin Atatürk'le başkaca konuşmaları olmuştur ama ben şu anda ancak bunları hatırlayabiliyorum.