Kendimizi o kadar kaptırmışız ki…

Konya’dan sanki sadece AK Partili vekiller var mecliste…

Onlarla oturup onlarla kalkıyoruz…

Hani diyeyim meydanlar da onların…

Fakat MHP’nin 2, CHP’nin de bir vekilini unutmamamız gerekiyor.

Seçim geçti geçeli doğru dürüst Konya ile hemhal olabildiler mi bilemiyorum…

CHP’li rekortmen vekilimiz Atilla Kart, Allah var soru önergesi vermeye kaldığı yerden devam ediyor…

Bir de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne açtığı davaya…

TBMM’nin bir üyesi olarak Kart, mecliste halledilebilecek/halledilmeyen bir konuyla ilgili AİHM’in kapısını çalıyor…

Bir kere bu oldukça ilginç.

AİHM’e yaptığı başvuru dilekçesinde Kart aşağı yukarı şöyle diyor: “Benimle ilgili iki tane dava dosyası var. Milletvekili olmadan önce avukatlık yaparken müvekkilimin davalısına hakaretten hakkımda dava açıldı. Meclis’e bu kapsamda iki fezleke geldi. Ancak dokunulmazlığım olduğu için yargılanıp, aklanamıyorum. İnsan Hakları sözleşmesinin 6. maddesine göre yargılanma hakkım var. Meclis’teki çoğunluk olan AK Parti dokunulmazlıkları kaldırmaya yanaşmadığı için yargılanamıyorum. Yargılanmak istiyorum.”

15 Ocak’ta dokunulmazlıkların kaldırılması konusuyla bağlantılı olarak AİHM’de yapılan duruşmaya Kart, avukatı ile birlikte katılmış.

Hükümet ise; TBMM Başkanlığı, Dışişleri ve Adalet Bakanlığı bürokrasisinden oluşan 9 kişi ile duruşmada temsil edilmiş.

Kart dava ile ilgili olarak dün kamuoyuna verdiği bilgide şunları söylüyor:

“Dava konusu yapılan işlem esas itibariyle Hükümet’in hukuk tanımazlığını ve yolsuzlukları himaye eden siyaset anlayışını sorgulamaya yöneliktir. Bu yönde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Gelinen aşamada; sayısal çoğunluğu, çoğunluk diktasına dönüştüren; demokrasiyi araç olarak gören ve uygulayan AKP Hükümetinin bu gelişmelerden endişe duyduğu gözlemlenmektedir. Dava konusu başvuru ve muhtemel sonuçları; Başbakan’dan başlayarak, Bakanlar Kurulu üyelerinin ve AKP Milletvekillerinin bir bölümünün, yüz kızartıcı nitelikte olan ve devlet aleyhine işlenen suçlarının sorgulanmasını sağlamaya yönelik olduğundan; AKP sözcüleri yeni söylemler geliştirmeye başlamışlardır. Hükümet sözcüleri,  kendilerince olayı yine sulandırarak ve zamana yayarak, 23. Yasama Döneminde dokunulmazlıkların kaldırılabileceğini ifade etmeye başlamışlardır. Ancak bu beyanlarında samimi ve tutarlı olmadıkları zaman içinde bir kez daha görülecektir.”

Görevi bu ülke için Meclis’te kanunlar yapmak olan bir milletvekilinin; Türkiye’de dokunulmazlıkları kaldıracak mevki olarak TBMM dururken bu işi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımasına nasıl bir cevap bulacağız…

Diyelim ki Kart; harbi adammış…

Kendisiyle ilgili hususlarda yargılanmak istiyor…

Fakat bir milletvekili olarak, kendisini meclise gönderen milleti ne denli bir düşünce infialine sürüklediğinin farkında değil…

Kart, her nasılsa AİHM’den Türkiye’de dokunulmazlıkların kaldırılmasını içeren bir karar almasını bekliyor.

Bir kere bu kendisini yok sayması anlamına geliyor.

Türkiye’nin iç işlerine AİHM’i karıştırarak ne tür bir fayda sağlayacak bunu bilemiyorum

Bildiğim şu:

AİHM’den, bu başvuru ile ilgili olarak, “Türkiye’de dokunulmazlıklar kalkmalıdır” kararının çıkması ihtimal dâhilinde değildir.

Çünkü bu, Türkiye’nin iç siyasi kararları ile alakalı bir husustur…

Böyle bir karar çıkarsa; Meclis’in üstünde bir güç tanımı daha doğar ki bu da –Allah muhafaza- cumhuriyetimizi gölgeye düşürür.

Fakat Kart, illa yargılanmak istiyorsa; hazır ülkeye ayıp etmişken milletvekilliğinden istifa ederek, hakkındaki davalar sonuçlanıncaya, ya da bu davalardan aklanıncaya kadar siyasete bir daha dönmeyeceğini kamuoyuna ilan edebilir.

Bir milletvekili Türkiye’nin itibarını hiçe sayarak hak aramaya AİHM’e gidiyorsa millet olarak biz de Avrupa Parlamentosu’na mı kulak vermeye başlayalım…

Kart’ın yaşadığı ve ülkeye yaşattığı bu süreç, gerçek bir ayıptır.