Selman S. Akyüz
Aykut Kocaman’ın açtığı yara
Önce şu içimdeki kelimeleri bir dökeyim. Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe maçından sonra yaptığı hata büyük ihtimalle O’nun Konyaspor taraftarıyla hatta Konyaspor ile ilişkisine onarılamayacak zararlar verdi. Mesut Bakkal’dan sonra Konyaspor’a geldiğinde, fanatik Galatasaraylılar dışında şehre gelmesine kimse itiraz etmedi. Kariyeri, duruşu herkesi sevindirdi. O da hem ilk dönemde aldığı sonuçlar hem de takımı sahiplenmesi nedeniyle, resminin bulunduğu dev bayrakların açıldığını bile gördü. Bir maçtan sonra Fenerbahçe ile ilgili soru soran gazeteciye “ben artık Konyaspor’un hocasıyım. Başka takımlarla ilgili soru istemiyorum” diyerek çok güzel mesajlar verdi.
Ama işte “Eski Aşkı” yine depreşti. Belki bu konuşmayı yapmasına içindeki korkular ve tedbirler de neden oldu ama Fenerbahçe maçından sonra Konyaspor taraftarına Aziz Yıldırım’ı tercih etmesi yukarıda bahsettiğim tedavisi zor yaraların açılmasına neden oldu. “Şike tezahüratını tasvip etmiyorum” dedikten sonra O’nu kurtarmak için sordum: “Aziz Yıldırım’ın sürekli ortamı germesinin etkisi yok mu?” dedim. Yetersizdi cevap. Birkaç dakika sonra bu açıklamaları ÜNTV’nin sosyal medya hesaplarından paylaşınca altına gelen hakaretleri silmeye zor yetiştim. “Sen kimin hocasısın Aykut” derken taraftarın haklı gerekçeleri vardı. Çünkü onlar için Konyaspor her şeyden önemli ve Aykut Kocaman’ı kendileri gibi görmek istiyorlar. Keşke “Konyaspor taraftarının ne diyeceğine ben karışamam” deseydi ama olmadı.
Şimdi bu önemli bir yara. Bu yaranın pansuman olması için Kocaman’ın artık devre arasına girmeden önce söylediği “yavaş yavaş üst sıralara çıkacağız” sözünü tutması gerekiyor. Bunun için deplasmandan puan almalı, iç sahada kaybetmemeli. Yani teknik direktörlüğünü göstermeli. Balıkesir’i yenip Sivas’a içerde kaybetmekle rüştünü ispat etmiş olmuyor. Sezon sonunda takımda kalacağını sanmıyorum ama en azından takımı iyi bir yerde tutarsa, lig sonunda Fenerbahçe maçından sonraki açıklamasını biraz olsun unutturabilir.