Kaç defa baktık aynaya? Kaç defa baktık bir ayna ile ruh dünyamıza? Başımıza gelen sıkıntılar neticesinde kaç defa kızdık kendimize? Kaç defa hatayı kör nefsimizde aradık?...
Ne kadar da tuhaf oysa değil mi? Hayat, yenildiğimiz hiç doğrulamadığımız yaşama kavgası. Her defasında daha bir hırsla öne atıldığımız ve atıldığımız kadar yorulduğumuz… Aynalar bu bakımdan anlam ve önemini yitirdi. Bizdeki bu hırs, bu yoğunluk ve bu denli adaletsiz rejim aynaları evet aynaları hep kör kıldı. “Ben” diye empoze etti. Bencilliğimiz tüm doğallıgıyla görünmedi zira onu “daha iyi nasıl olabilirim” makyajı kapattı.
Aynalar…
Anlamını yitirdi.
Sahi bir güzel söz vardı şöyle deniyordu: “Günahlar alnımıza yazılsaydı,aynalar satılmazdı..” Ne kadar da tuhaf değil mi? Ne kadar da yabancılaştık. Yabanileştik. Kendimizden fersahlarca uzaklaştık. Uzaklığımız ilkin kendimize idi. Hiç anlamadık.
Bir gün kendimizle karşılaşabilir miyiz acaba? İşte,okulda,evde,aynada. Makyajsız halimizle…? Ya da vicdanımız kucaklar mı bizi?
Bilmiyorum.
Belki de bilmemek en iyisi. Peki, ya bilseydik ne değişirdi? Hiç düşünmedik değil mi? Sahii ya, düşünmek bile ne denli yorucu.
Ah insan! Bir defa aynaya baktığında kendini gör. Nefsin bu kadar da gizlemesin hataları kusurları. Zira makyaj temizlemiyor günahları…