Konya’daki nedeni pek bilinmeyen ‘alışılmış sessizliğin’ gerçekten bir araştırma konusu olduğuna inanırım. Taze milletvekilimiz Mustafa Kabakçı da geçen yıl gazetemizde yer alan bir söyleşisinde Konyalı’nın girişimci ruhunun zayıf olduğunu, çabuk hareket edemediğini, ifade etmek için “Konyalı Takkeli Dağ’ı görmeden yapamaz” demişti. Fikrimi destekleyen bu ayrıntıyı önemli bulduğumuz için o gün manşete çekmiştik.

Konya düşmanlığına soyunanlar gibi Konyalı’nın geniş ufuklu çözümlemeler yapamadığını söylemiyorum. İnanıyorum ki, Konyalı’nın kafası, Demirel’in Zenith saati gibi çalışan kafasından daha iyi ve doğru çalışır. Ancak neticeyi belirleyici kararlar noktasında Konya’nın etkili olduğunu söyleyemeyiz. İstanbul’dan sonra sayıca en çok STK’ya sahip olmamıza rağmen etkili mekanizmalarda kararları değiştirecek girişimlerimiz yok. Lobicilikse adı, lobicilik yapamıyoruz. Bizimkisi ‘tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış’… 

Seçimlerden 3 gün sonra bu köşede okurlarımıza, bütün Konyalılar’a ama daha çok STK’lara yaptığım “Konya’nın bakanını siz belirleyin” çağrısına, STK’lardan 10 gün sonra cevap geldi. Salı günü Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde siyasi partilerin de desteklediği 100’e yakın sivil toplum örgütünün temsilcisinin katıldığı bir toplantı yapıldı. “Konya bakanlık için tek yürek” başlığıyla Çarşamba günü gazetemizde çıkan haberde STK’ların ortak bildirisi, ‘Hükümet’e en büyük desteği veren illerden biri olan Konya'nın, siyasal ağırlığı ve önemli yatırım hamleleriyle kabinede bakan veya bakanlar tarafından temsil edilmeyi hak ettiği’ şeklinde özetleniyordu.

Konya’nın ihmal edilmemesini isteyen Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’nın, kendi ifadesiyle ‘60. Hükümet’in kuruluş çalışmalarının başladığı’ günlerde Konya’dan yükselen ‘bakan isteriz’ çağrısının Ankara’da yankı bulmadığı gelen haberler arasındaydı.

Neredeyse ‘kabinenin şekillendiği’ günlerde Başkan’ın ‘ekibi toplaması’nın, niyet itibariyle ‘olumlu’ ancak, sonuca ulaşma itibariyle ‘etkisiz’ bir eylem olduğunu düşünüyorum. Kimse gücenmesin, çünkü STK’lar adına açıklama yapıldığı saatlerde Ankara kulislerinde kime hangi kırmızı plakanın verildiği konuşuluyordu. Kabinenin belli olduğu, birkaç gün içinde açıklanacağı konuşuluyor. Köşk de onaylarsa bu iş tamam… Yok geçen dönemde olduğu gibi Sezer’in vetosuna takılırsa, yeni kabineyi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül imzalayacak. Devletin zirvesinde Gül, Erdoğan ve Toptan’la yeni bir dönem başlayacak… Yeni kabinede Konya’dan bir vekilimizin bakan olup olmayacağı da birkaç gün içinde liste açıklanınca belli olacak. Ne yazık ki kulislerde bu şehirden bir bakanın adı geçmiyor. Bu nedenle iki gün önce resmileşen ‘bakanlık talebimiz’ havaya gitmiş durumda… Umarım ki, her zaman insanımızın ‘kafasını karıştıran’ kulisler yalan söylemiş olur…

Seçimler sonrası yerel medyada bakanlık talebi yönünde ilk adımı atan gazete olarak üzerimize düşeni yaptığımıza inanıyorum. Refiklerimizi de bu yönde gösterdikleri hassasiyetten ötürü kutlamak gerek. Yerel medya bu konuda sınıfı başarıyla geçti. STK’lar ise medyanın sesine kulak vererek gecikmiş de olsa ‘ortak bir bildiriye’ imza attı ve sınavı kaybetmediklerini göstererek teşekkürü hak ettiler…

Ortak bildirinin diğer ayrıntılarına gelince… Konyalılar’ın daha çok uçak yolculuğunu tercih etmesi için gösterilen çabalar nafile… Yüksek potansiyeli olduğu söylenen Konya’da özel bir hava yolu şirketinin de havaalanına girmesi için vereceğimiz uğraşı, geçtiğimiz yıllarda Atlaj Jet ve Onur Air’i Konya’da tutmak için vermedik. Şimdi dizimizi dövüyoruz…

Dışarıda yemek yemek, tatile gitmek gibi ‘modern’ yaşamın formlarına yavaş yavaş alışmaya başlayan biz Konyalılar’ın iş seyahatlerine çıkmamız, kültürel amaçlı geziler yapmamız da mümkün… Ancak bunun için biraz daha zamana ihtiyaç var ve “Takkeli Dağ’ı görmeden” de yapabilmeyi öğrenmek gerekiyor.  

Ortak bildirinin sonunda Konya’nın çözüm bekleyen sorunları için dosya hazırlayacaklarını ve bakanlıklara sunacaklarını açıklayan Cemiyet Başkanı’ndan dosyayı beklediğimizi belirtelim. Konuya katkımız olacaksa üzerimize düşeni yapmaya da hazırız.