M. Mustafa Özdemir
Başbakan’ın sert sözleri Konya’da nasıl karşılık bulacak?
10 AĞUSTOS DÖNÜM NOKTASI OLACAK
Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’a aday olamaz türküleri çağırdılar.
Kendileri aday olma cesareti gösteremedi.
Halktan oy isteme cesaretini kendilerinde bulamadılar.
Bizim muhalefetten bahsediyorum.
Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan…
Hala aynı Türküyü çağırıyorlar.
Aha da şuraya yazıyorum;
Erdoğan, Çankaya’ya çıktığında da, “Tanımıyoruz” diyecekler, Halkın seçtiği Cumhurbaşkanını…
***
Mesela sayın Kılıçdaroğlu fena efelenecek…
“Ben davetlere, resepsiyonlara katılmıyorum” diyecek.
“Onun olduğu yerde ben yokum” diyecek.
***
Sonra 10 Kasım gelip çatacak…
Kılıçdaroğlu, bu kez kendi tabiriyle “tıpış tıpış” gidecek Anıtkabir’e Erdoğan’ın yanına…
Sonra Kemal beye Erdoğan’ı göstererek diyecekler ki, “Sayın Cumhurbaşkanımız teşrif etti, yerinizi alınız…”
Bu durum çok acı olacak tabi onun için…
Onu anlıyorum ve yerinde olmak istemem asla!
Muhtar olamaz dediğiniz insanı Cumhurbaşkanı forsuyla görmek ve karşısında, onun kurallarına tabi olmak ölmekten beter...
***
Ama belki de fazla endişeleniyorum Kemal Bey için…
Belki o bu kadar mahcup olmaz!
Onu kaybettiği hiçbir seçim sonrası mahcup görmedik ki!
Suçu yine Halka atar.
Bir güzel de hakaret eder, en son 30 Mart’tan sonra olduğu gibi…
Kendi tabiriyle “Hırsız’ı Cumhurbaşkanı yaptınız” deyip sıyrılır demi?
Evet bizim bildiğimiz Kılıçdaroğlu bizi yanıltmaz.
Ama Halkın, “Biz hırsızı da yolsuzu da, dürüstü de sahtekarı da, vatanını seveni de vatan hainini de, iyiyi de kötüyü, Allah diyeni de yallah diyeni de çok iyi biliriz. En az senin kadar biliriz Kılıçdaroğlu” mesajını yine almaz!
Tıpkı daha önce 8 kez almadığı gibi…
(8 hezimetin hepsini sayın Kılıçdaroğlu’na yüklemiyoruz. Bir kısmı da Sayın Deniz Baykal’ın...)
***
Bu insanı şöyle gülümsetse de çok üzücü bir tablo Türkiye için...
Türkiye tek icraatı “karşı çıkmak” olan; “Köprüye, Yola, Baraja, Metroya, Marmaray’a, HES’e, Nükleer’e, Çözüm Sürecine, Özgürlüğe… İktidarın yaptığı her şeye… karşı çıkmak olan muhalefet anlayışı elbette büyük kayıp ülkemiz için…
Türkiye, artık bu muhalefet anlayışından kurtulmalı.
Türkiye, bu kamburu daha fazla taşıyamaz.
10 Ağustos bir değişimin başlangıcı olur mu?
Bence olacak, olmalı…
Bence 10 Ağustos’tan sonra, muhalefet liderleri için, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
***
BAŞBAKAN’IN SERT SÖZLERİ KONYA’DA NASIL YANKI BULACAK
Okuyucularımız hatırlayacaktır. 23 Mayıs’taki “Başbakan’ı ve Davutoğlu’nu neden yalnız bıraktınız?” başlıklı yazımda, Konya il teşkilatının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, “Paralel Yapı” karşısındaki sessizliğine işaret etmiş ve Melih Gökçek örneğinden de hareketle, onların önce Başbakan’a sahip çıkan Konyalılara, ardından Başbakan Erdoğan ve Bakan Davutoğlu’a bir özür borcu olduğunu dile getirmiştim.Daha sonra da kendisine direk olarak sorma fırsatı bulduğumuz İl Başkanı Ahmet Sorgun’un bu konudaki düşüncelerini de aktarmıştım.
***
Geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan, grup toplantısında paralel yapıya karşı sessiz kalan (en hafif deyimle olayın ciddiyetini kavrayamamış) teşkilat mensuplarına, belediye başkanlarına, milletvekillerine, hatta kimi bakanlara çok sert çıktı.
Neler dediğini buradan yeniden aktarmayacağım.
Gerçekten anlayanlar için çok sert sözlerdi.
Doğrusu çok merak ediyorum;
Başbakan’ın bu sert çıkışı AK Parti Konya’da nasıl karşılık bulacak?
Teşkilat yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları, ‘Paralel Yapı’ya karşı kamuoyu nezdinde ses tonlarını yükseltecek mi?
Bakacağız göreceğiz…