M. Faik Özdengül

M. Faik Özdengül

Başlangıç

Sabah işe gelince yaptığınız ilk iş nedir?

Ne biçim soru?

Bunun önemi nedir ki?

Aslında bu nereden geldiğinize bağlı.

Bir de gelirken yaşadıklarınıza.

Bir de ulaştığınızda olması muhtemel beklentilerinize.

Çoğu planlanmıştır yolda gelirken eğer aksi bir durum beklenmedik bir hadise vukua gelmemişse.

Peki bu yazıyı okuyan herkes sabah işe mi geliyor? Hayır. Emekliler var. Ev hanımları var. Tatilde olanlar. Öğrenciler.

O zaman soruyu değiştirelim sabah ne ile başlar gün?

Amaçtan söz ediyorum.

Yaşama anlamını veren amaç.

Yeni doğmuş bir bebek?  Amacı nedir?

Haz almak. Nereden? Nedir haz kaynağı?

Anne.

İçgüdüsel ya da kendiliğinde doğuştan dediğimiz bir yönelim bu.

Yeri de belli. Meme.

Peki ilk ne zaman tanışıyor acıyla. Daha doğum sırasında rahatı ve huzuru kaybetmenin acısını yaşıyor ve ağlıyor zaten. Unutsun ağlamasını ve sussun diye meme ulaştırılıyor ağzına. Ve hazla tanışıyor yeniden.

Yani yaşam denilen şey haz ve acıdan ibaret bir döngü. Bir o bir o.

Ve içgüdüsel.

Canı yanan ağlıyor ve meme arıyor. Tabi haz kaynakları değişiyor zamanla. Yeni doğan için memeyken büyüdükçe oyuncak oluyor, bisiklet oluyor, alkış oluyor, aferin oluyor, başka türlü yiyecekler, araba, para,mevki vs.

Acı kaynakları? 0nlar da pek çok: başta ayrılık, açlık, altının ıslanması, oyuncağının olmaması,kırılması, paylanmak,azarlanmak, işsizlik, ilişkiler,kaybetmek vs.

İçgüdüsel amaç haz almak, keyif almak.

Sonra?

Sonrası büyümeye başladıkça içgüdünün üzerine yeni dosyalar yeni değerler, öğrenme ya da deneyimleme ya da tecrübe etmeyle koyduğumuz yeni ilaveler yapmak gerekiyor. Yani yeni amaçlar. Ve tabi asıl amaç.

İnsanı hayvandan ayıran temel fark içgüdüsel davranıp davranmadığı.

İradesiyle yaptığı seçimler. Akıl gerekiyor elbette bunun için de.

Peki sadece haz peşinde koşan içgüdüsel davranan insanlara verilecek ad ne?

İşte ilişkilerimizde yaşadığımız temel sorunun başlangıç noktası. Görünüşte insana benzeyen ancak doğduktan sonra üzerine akıl ve iradeyle yeni şeyler koymamış, nefes alıp veren, dinleme cihazıyla kalp atımları duyulan, elbiseli, şapkalı, saçlı ya da sakallı varlıklar.

Yaşamlarını sadece haz ve acı kaynakları arasında içgüdüsel sürdüren ama insana benzeyenler.

Nice adamlar gördüm üzerlerinde elbise yok,

Nice elbiseler gördüm içinde adam yok.(Hz. Mevlana)

Onlardan ve diğerlerinden söz etmeye devam edeceğim.

www.pozitifdegisim.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.