‘Bebeğim sağlıklı besleniyor mu?’ diye düşünmeyin

‘Bebeğim sağlıklı besleniyor mu?’ diye düşünmeyin

Özellikle sıcak yaz günlerinin hamileler için sıkıntı yaşatabileceğini ifade eden Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.Bayırlı,bu dönemde sıvı alınması gerektiğini söyleyerek hamilelik döneminde beslenmeye yardımcı olacağını söyledi.

Hamilelik döneminde beslenme, anne adaylarını aklını en çok meşgul eden konuların başında geliyor. Dünyadaki en değerli canlıyı taşımanın verdiği sorumlulukla, daha önce dikkat etmediği birçok konu artık ilgi alanına giriyor. Anne adayları, ‘Bebeğim yeterince besleniyor mu’ düşüncesiyle gereğinden fazla besin alabiliyor ya da yanlış bir beslenme rejimi uygulayabiliyor. Özellikle sıcak yaz günlerinin hamileler için sıkıntı yaşatabileceğini anlatan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, bu dönemde özen gösterilmesi gereken konuların başında ise yeterli miktarda sıvı alınması gerektiğini söyledi. Dr. Ramazan Bayırlı, hamilelik döneminde beslenmeye yardımcı olacak 10 öneriyi de sıraladı.

“Yaşam kaynağımız su yanıbaşınızda olsun”

Vücudun taşıma ve bağışıklık sisteminde görevli olan suyun, alınan besin öğelerinin vücut hücrelerine taşınmasında ve metabolik atıkların da vücuttan uzaklaştırılmasında görev yaptığına dikkat çeken Dr. Bayırlı, “Hamilelik döneminde bebeğin ve annenin artan kan hacmi için günlük 2-3 litre arası sıvı tüketmesi gerekiyor. Bunun 8-10 bardağı su olmalıdır. İdrar renginin açık sarıdan koyu sarıya doğru gitmesi günlük tüketilen sıvı miktarının yetersiz olabildiğini gösteriyor. İkinci olarak suyun dışında tüketilen diğer sıvı içeceklerin kafein, karbondioksit ve yüksek miktarda şeker içermemesine dikkat edilmesi gerekiyor. Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, bitki çayları, meyvenin kendi tadı ile yapılmış kompostoların tercih edilebilir. Ancak hamilelik diyabeti riski varsa ve hamilelik hedeflenen kilolar içerisinde devam etmiyorsa meyve suyu ve komposto tüketirken dikkat edilmesi gerekiyor. Terle beraber oluşan tuz kaybını önlemek için tuzu yoğun olmayan ayranın da rahatlıkla tercih edilebilir. Hamilelik ödemi, hipertansiyonu ve preeklampsi sorunu olan anne adayları için özellikle tuzlu ayrandan uzak durulması gerekiyor” dedi.

“Her bitki çayını içmeyin”

Sıvı ihtiyacını karşılamada kullanılabilecek kaynaklardan birinin de bitki çayları olduğunu ve laksatif özelliği olmayan, kasılmaları artırmayacak bitki çaylarının hamilelik döneminde kullanılabileceğini söyleyen Dr. Ramazan Bayırlı; rezene, ıhlamur, papatya, zencefil, anason, nane içerikli bitki çaylarının tercih edilebileceğini belirtti. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, “Yiyeceklerin besleyici değerini korumak ve özellikle anemiyi (kansızlığı) önlemek açısından yemeklerle birlikte çay, kahve içilmemesi de önem taşıyor. Bağırsak aktivitesini düzenlemeye yardımcı olan ve özellikle yaz ishallerini önlemekte de faydalı bulunan probiyotikler de hamilelikte sıvı alımını kolaylaştıran ürünler arasında yer alıyor. Yüksek kalsiyum içeriği ve ferahlatıcı özelliği ile anne adayları tercihlerini kefirden yana kullanabilirler. Özellikle yaz aylarında artan meyve ve sebze seçenekleri de hem sıvı ihtiyacını karşılamada hem de sağlıklı beslenmeye yardımcı oluyor. Meyve ve sebzelerin vitamin, mineral, lif, su ve bebeğin sağlığı için çok iyi olan diğer besin öğeleriyle yüklüdür. Sofranız ne kadar çok ve farklı renk içerirse besin öğelerini almanız o denli artacak ve çeşitlenecektir. Bol miktarda C vitamini içeren yeşil, kırmızıbiber, çilek, erik, kiraz, maydanoz, A vitamini açısından zengin, kayısı, şeftali, domates, havuç, likopen denilen antioksidan içeriği ile karpuz, çilek, kırmızı erik, kiraz, hem C vitamini, folik asit açısından zengin, hem de anti kanserojen özelliğiyle üzüm, tercih edilebilecek meyveler arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.

 

 

“Folik asit ihtiyacınızı sebzelerden sağlayın”

Hamilelik döneminde artan folik asit ihtiyacını karşılamak için yeşil sebzeler, bezelye, barbunya ve üzümden yararlanılabileceğini vurgulayan Dr. Ramazan Bayırlı, sebze ve meyvelerin içerdiği yüksek posa nedeniyle, hamilelikte görülebilecek kabızlığın da önlenebileceğini anlattı. Bayırlı, “Özellikle yaz aylarında tüketilmekle birlikte her mevsimin vazgeçilmez besini olan dondurmayı seçerken kremayla yapılan dondurmalar yerine, taze sütle yapılan ürünleri tercih etmek daha az katı yağ almayı sağlıyor. Şerbetli hamur tatlılar yerine süt ürünü dondurmanın sağlıklı ve nispeten daha düşük enerjili bir seçenek oluşturuyor. Bu nedenle hamilelik sırasında artan kalsiyum ihtiyacının karşılanması içinde de dondurmanın sağlıklı bir alternatif olabilir. Bebeğin büyümesi için hamilelik süresince günlük 70 gr protein ve 150 mg omega 3 alımı bebeğin beyin ve bağışıklık sisteminin gelişmesini ve annenin depresyon riskinin azalmasına yardımcı olabiliyor. Ülkemizde hayvansal protein alımı düşük olması nedeniyle bitkisel protein kaynakları olan olan fasulye, mercimek, nohut gibi kuru baklagillerin alımının teşvik edilmelidir. Günlük alabiliyorlarsa 2 bardak süt, 1 yumurta, 70 gr kırmızı et (2 köfte, 1 fleto biftek) ve balık (1 çupra, 1 uskumru, 90 gr tonbalığı ) alımının desteklenmesi önem taşıyor. Özellikle hamilelik döneminde salam, sosis, sucuk gibi katkı maddeleri ve aşırı tuz içeren yiyecekler mümkün olduğu kadar az yenmesi gerekiyor. Dondurulmuş, çözülmüş et balık ve konserve gıdalar taşıdıkları bakterilere bağlı besin zehirlenmesi yapabilecekleri için tercih edilmemesi yarar sağlıyor” diye belirtti.

"Sebze ve baklaların haşlama suları dökülmemeli"

Son olarak gece beslenmesine de dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı şunları dile getirdi:
“Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden zengin olduğu için beslenmede uygun şekilde ve kilo kontrol edilerek tüketilmesi gerekiyor. Gece yatarken 2 tane ceviz, 10 adet fındık, 2 adet kuru kayısı, 1 adet hurma alınabiliyor. Yemeklerde muhakkak iyotlu tuz kullanılması gerekiyor. Doğal besinlerle yeterli alınmayan iyotun ancak bu sayede anne sütünden bebeğe geçebiliyor. Ayrıca, sebzelerin, makarna ve eriştenin, mercimek, nohut ve kuru fasulyenin haşlama suları dökülmemeli, bu yiyecekler önceden yıkanıp ıslatıldıktan sonra pişirilmesi gerekiyor.”