Bekir Coşkun ve saz

arkadaşlarına malzeme

Bir arkadaşımın eşi kimilerinin ‘kara çarşaf’ dediği şekilde giyiniyor. Üniversite mezunu olan bu bayan geçenlerde gittiği bir markette, oldukça ‘çağdaş’ giyimli bir başka bayan tarafından sözlü saldırıya uğruyor...

Sözlü saldırı dediğim, düpedüz hakaret...

Kendisine hak ettiği nezaket içerisinde cevabı verilmiş tabi...

...

Üniversite okumayla veya ilkokul mezunu olmayla alakası yok işin. ‘Çağdaş’ her yerde çağdaştır, ‘yobaz’ da her yer de yobaz! Tabi kelimelerin aslında neyi temsil ettiği tartışmasına girmiyorum. Görüntüye bakarak, kimin ne olduğuna karar verivermek!

Hürriyet yazarçizerlerinin ısrarla vurguladıkları kısaca ‘mahalle baskısı’ dedikleri şeyin tersinden bir örnek bu benim anlattığım...

Hem de birinci elden. Taptaze...

Ne olacak şimdi?

Ortalığı ayağa kaldıralım mı yani...

Saçı açık bir bayan, tesettürlü başka bir bayana halka açık bir mekânda; markette saldırdı diye başlık mı atalım?

...

Bu kendisini çağdaş zanneden çağdışı kadın, hemcinsi bir başka kadına giyim tercihinden dolayı saldırabilme cüretini nereden bulmuştur sizce? Bekir Coşkun, Yalçın Doğan, Ertuğrul Özkök gibi Aydın Doğan’ın çalışanlarından değil mi? Hani şu devletin her türlü özelleştirmesine teklif veren (!) Aydın Doğan’ın elemanları...

Onlar yazıp duruyorlar şurada şöyle olmuş, burada böyle olmuş. Vay mahalle baskısı olmuş, vay açık bir kadın taksiden indirilmiş... Hani nerede? Kim indirmiş? Ne zaman?

En sonunda Konya gibi bir şehirde bile ‘çağdaşları’ harekete geçirdiniz ya helal olsun...

...

Ben bu yazıyı yazarken ziyaretime gelen bir ahbabım, benim hanım yüksek lisanslı ve tabiî ki kapalı. Ona da bir yerde ‘açık’ bir bayan ‘yobaz’ demiş. Demiş, ama acayip bir cevapla dumura uğramış...

Cevabın ne olduğunu merak edip sordum...

Ahirette görüşürüz...