Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Bereketsizlik Üzerine

İhlâs; arıtma, saflaştırma, ayırma ve karışığını giderme gibi manalara gelir.İslam inancına göre Allah katında insanın yaptığı sâlih amellerin makbul ve memdûh olmasının yolu ‘ihlâs’tan geçiyor. Kurtuluşa erenler inanç ve ameli hayatta yaşadıkları dini, salt Allah’a özgü kılanlardır. (Nisa 4/146).İnsan, çok çeşitli bir biçimde nefsanî ve şeytanî etkilerin altındadır. Kadim İslam kentlerinde her şey, ‘nefsi eğitmek’ ve insana ‘Allah’ı hatırlatmak’ üzerine kurulmuştur. Kadim ve modern zamanların Batı kentlerinde ise, her şey, “nefsi kışkırtmak” üzerine binâ edilmiştir. Bir Paris, bir Berlin, bir Londra, bir New York vb. seküler kentlerin bu yaşam biçimleri geçen yüzyılla birlikte Doğu Müslüman toplumlarını da etkilemeye başlamıştır. Bunda, kitle iletişim araçlarının payı büyüktür. Dünyanın neresinde olursa olsun, her fert, şöyle bir yaşadığı kentin büyük mekanlarına, sokaklarına, çarşılarına, parklarına, kitle iletişim araçlarına, tüketim için üretilen giysi biçimlerine, reklam panolarına/ bilbordlarına, vitrinlere vb. bir baksın, aynı yargıya varacaktır. İslam irfanına göre önemli olan günah galerisi ortamlardan uzaklaşıp, dağ başlarına çekilmek değil, bu ortamlarda yaşamakla birlikte, rasyonel ahlak anlayışını hayata taşımaktır. Bu noktada her Müslüman birey, gücü nispetinde Allah’a karşı saygılı olmak ve sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Bunun yolu da bana ne! felsefesinden kurtulmak; iyiliği emretmek ve kötülüklerden sakınmakla birlikte sakındırma gibi bir görevi de ihmal etmemektir. İşte günah galerisi haline gelen ortamlarda, ‘haram tuzaklarına’ takılmadan akşam evine, barkına ve ailesinin yanına dönen Müslüman bir genç, -Allah bilir- ama, gerçekte bu çağın evliyâsıdır. Çünkü böylesi ahlaki anlamda temiz kalmış kimseler görüldüğü zaman fitne, fesat değil; sadece ve sadece Allah akla gelir. İşte hakiki Müslümanlık da haramlara ve münkere ayarlı toplum yapılarında test edilecek ve anlam kazanacaktır.Kur’an’da şeytanın insana yaptığı iyi amelleri süslü gösterdiğinden bahsedilir. Hiç kuşkusuz bu, şeytanın, müminin iyi amellerini formatlama ve boşa çıkarma taktiğidir. Allah katında en değerli amel, gösterişe kaçmayan ve reklamı yapılmayandır. Bir çeşit şeytan, insanı, Allah adını kullandırarak saptırmak ve ayağını sırat el-müstakimden kaydırmak ister. Hatta ve hatta İblis, mümine yaptığı davranışlarının boşa çıkarılması için reklamını yaptırır ve insana gurur verdirir. Onun için İslam itikat ve ibadetlerde ihlâsa büyük önem vermiştir. İhlaslı olmayan bir faaliyette, hayır yoktur. O halde, İslam’ın onay verdiği meşrû her türlü itikattan ibadete, siyasette sanata vb. varıncaya kadar, kişi yaptığı amellerde başkasının değil, salt, Allah’ın rızasını gözetmelidir. Bu amelleri yerine getirilirken çevremizdeki insanlar ne der? diye değil, Allah ne der? niyetiyle hareket edilmelidir. İşte o zaman, Allah çalışmalarımızı bereketlendirecek ve faaliyetlerimiz somut anlamda üretime dönüşecektir. Bu noktada Allah’ın rızasından başka bir rıza gözetilmeyen Sâlih ameller, kişinin daha dünyada iken Sırat’ı geçmesine ve Cennete girmesine zemin hazırlayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.