Beyza’ya sordum bu kez sizin gözünüzle görünenleri yazar mısın diye. On beşinde bir ergen. Yazdı. Ben de size aktarıyorum:

“Ergen…

Hep duyduğum sözdür bu. ben ve üst yaş gruplarım adına söylenmiş... Peki nedir bu ergen? Şimdi bu soruya iki farklı açıdan bakalım. İlk olarak doktorların tanımından bahsedebiliriz…

‘ERGENLİK çocuklukla yetişkinlik arasında kalan bir ara dönemdir. Zihinsel ve fiziksel değişimler yaşanır, duygusal oluşumlar başlar. Ergenliğin yaş sınırları geniştir.  Bu dönemde dengeli ve uyumlu ilkokul çocuğu gider, yerine oldukça tedirgin, güç beğenen ve çabuk tepki gösteren bir genç gelir. Duyguları hızlı iniş çıkışlar gösterir. Çabuk sevinir, çabuk öfkelenir, olur olmaz şeyleri sorun yapar, tepkileri önceden kestirilemez olur. Derslere ilgisi azalmış olur, çalışma düzeni bozulmuştur, istekleri artmıştır. Kendine tanınan hakları yersiz bulur. Evdeki kuralların ağırlığından ve sıklığından yakınır. Ana-babaya birden tepki gösterir, inatçıdır. Evde pek durmak istemez dağınıktır, savruktur, gürültülü müzikten, yalnız kalmaktan ve gizlilikten hoşlanır. Bunun yanı sıra gruplara yönelim başlar. Çoğunlukla arkadaşlarıyla birlikte olmak ister. Ergen için bir gruba ait olmak önem taşır. Gruba uyum sağlar. ”Ben kimim? Neyim? Ne yapmak istiyorum?” sorularına yanıt arar.’

Doktorlar hakkımızda tüm bunları söylerken, bizim bunlardan haberimiz bile yoktur. Belki bilenler vardır onlarda ergenliğin gerekçesi olan karşıtlık ile tüm bunları inkar ederler. Gelin bir de bizim açımızdan ergenliği dinleyin…

“yeni yeni dünyayı tanımaya başlıyorum gezip tozmalıyım genç değil miyim tabi ki gezeceğim, dur bir de Burcu’yu arayayım da onu da çağırayım bir iki de laflarız.

-naber burcu? Çok sıkıldım bize gel de süslenip biraz gezelim

-olur bende aynen of yine annem çağırıyor biraz yardım edeyim gelirim. Bıktım bu kadından!

-aman salla yardım et de gel hadi

- gamze! kapat artık telefonu gel buraya ben sana uzun konuşmayacaksın demedim mi yardım etmezsin,,derslerine çalışmazsın,,yıl sonunda yüzümüzü güldürmezsin bir de konuşup durursun.hayır anlamıyorum ki ne konuşuyorsunuz, zaten okulda berabersiniz tüm gün! ...

Ve ergen odasına gider… evet başlamıştır artık anti duygular, gel de durdur. Anne hala kendi kendine söyleniyordur kapısı kapalı ergenimizde gidip yüzüne bağırmak istiyordur da susuyordur,.biriken bu öfkeyle kim bilir daha neler yapılacak…

-anlamıyorum ki neden bu kadar büyütüyor. Herkes derslerinde başarısız olabilir gezmek isteyebilir yeter artık bu evden gitmeliyim bıktım bu dırdırdan! Ben de bir yetişkinim bana karışamazlar artık.ne yani yaşlanınca mı yaşayacağım tüm bu zevkleri! Tamam anlıyorum sorumluluklarım var ama sadece sorumluluklarımı düşünüyorlar hiç benim ne istediğimi soran yok! Ne harçlıklarda bir artış ne de hadi yavrum çık biraz gez gibi cümleler! Tüm arkadaşlarım istediklerini yapıyor ben bir de üzerine laf yiyorum…

Anne içeride ne yapabilirimde kızım düzelir diye düşünürken,ergen ne yapsam da intikamımı alsam diye düşünür.

-oysa yapılacak şey basit! seviyeli bir şekilde isteklerime cevap verseler ben de sınırımı bilirim.ama hep olmaz hep olmaz.bir kere de izin verdikleri şeyleri güler yüzle söyleseler…

Ve böyle sürüp gider…kısacası her genç ergenliği tadabilir.24 yaşına kadar da sürebilir bu ergenlik.fakat sonuçta bu onun hayatı ve sürekli ne yapsam diye düşünülmemelidir.arada müdahaleler yapılır.ama sürekli müdahale ergeni daha da tetikler.bu ergenlik meselesine olabilir biraz hevesini alsın geçer gözüyle bakılabilir.bu dönemde hayatı tanımaya başladığı için genç, acıyı da tatlıyı da görüp tecrübe edinmelidir.üzüntüyü, sevinci, gizliliği, bağlılığı, sabrı, susmayı, kimi zaman bağırmayı,ağlamayı,gülmeyi bunun gibi tüm duyguları nasihatlerle değil de yaşayarak görmelidir.

BEYZA ÖZDENGÜL

Başka bir gözle de görmek yaşananları bir arada olmanın olmazsa olmazı, paylaştığı için teşekkür ediyorum Beyza’ya.

www.pozitifdegisim.com