Memleketi Kurtaran Adam
Bir adam işini bu kadar mı sever
Bir adam işini bu kadar mı sever yav?
Sabah herkes gibi mesaiye geliyor, başlıyor çalışmaya. 20 metrelik bir alanda gidip geliyor, gidip geliyor, gidip geliyor...
Akşama kadar belki bin kişiyle muhatap oluyor. Bin kişiye derdini anlatıyor. Kimisini ikna ediyor, kimisini ise...
Her bir saatte bir sigara molası veriyor, 5-10 dakka çalışmıyor...
Aylık gelirinin tam olarak kaç para olduğunu bilemiyorum. Çünkü patronu bir değil ki! Ama muhtemelen orta dereceli bir memurdan çok fazlasını kazanıyor olmalı ki büyük bir motivasyonla asılıyor işine...
Bu kadar çalışkan bir adama hangi patron iş vermez ki? Asla bıkmıyor, yorulmuyor ve vazgeçmiyor! İşini sonuna kadar takip ediyor...
Bu adam aynı zamanda sakat!
Koltuk değneğiyle yürüyebiliyor!
Özellikle gelişlerde koltuk değneğinden çok faydalanıyor, ama gidişlerinde değnek sanki yük oluyor. Gelişiyle gidişi farklı adamcağızın...
Kimden bahsettiğimi merak ettiyseniz söyleyeyim. Bu kişi bizim gazetenin önündeki kavşakta dilenci! Dileniyor...
Elinde ne olduğu belli olmayan bir kâğıt parçasını gelene geçene gösterip avuç açıyor!
Kırmızı ışıkta bekleyen araçlarla birlikte arka tarafa doğru geliyor, yeşil yanınca tekrar başa, trafik lambalarının yanına doğru hızla dönüyor. Kırmızı yanınca tekrar başlıyor araçların arasında herkese sakat görüntüsü ve elindeki kâğıtla el açmaya...
Araçların ancak yüzde 10’u camı açıp para veriyor. Böyle giderse bu oran yakın zamanda yüzde 5’lere kadar iner. Dilenci bıkmıyor koşturmaktan, ama araç sahipleri bıkıyor...
Ben izlemekten yoruldum bu tiyatroyu...
Dilenmenin başka yöntemlerini de görüyoruz. Geçenlerde yazımı yazmaya gazeteye gelmiştim. Sekreterimiz falanca isimli bir şahıs sizi ısrarla görmek istiyor dedi. Ben zorunlu olmadıkça kimseyle görüşmem, gazetede...
Israra dayanamayıp çağırdım yanıma. Geldi ve işten çıkarıldığını, paraya ihtiyacı olduğunu anlattı. Tamam dedim, senin işe mi, paraya mı ihtiyacın var, önce onu bi bilelim. Önce paraya, sonra işe demez mi? Biraz arsız anlayacağınız. Çıkarıp cebimden 20 YTL uzattım. Aldı, ama öyle bir surat yaptı ki anlatamam! Kendimi bir an, alacaklıya borç öderken parayı tam verememiş gibi mahcup hissettim. Ne oldu beğenmedin mi dedim. Aldığım cevapla tokat yemiş gibi oldum. Hacı abi bi 100’lük verseydin bari...
Niyetimi bozmadan al 20’ni ve çek git dedim. Ağır adımlarla posta koyar gibi çıktı gitti. Normalde insanlar yardım yaptıklarında kendilerini mutlu hissederler, ama ben bu yardımla akşama kadar kendimi mutsuz hissettim. Göz göre göre keriz yerine konmaya razı olmam yetmiyormuş gibi bir de havasını çektim dilencinin!
İnşallah içimdeki yardım etme arzuma fazla zarar vermez de gerçekten ihtiyaç sahiplerine yardım ederim yine. Ama...