M. Ali Köseoğlu
Bir çılgınlık yaptım!
Hafta sonunda bir çılgınlık yaptım…
Bu, ‘çılgınlık’ ifadesi bana değil, çocuklara ait…
İlk başta fikrimiz ‘Ihlara Vadisi’ne gidip dönmekti…
Fakat Ihlara’nın görülmeye değer gizemini bir yana koyduğumuzda tesisleşme açısından ikna edemeyen zayıflığı, bizi bir başka arayışa itti…
Ihlara’dan sonra yeni hedefimiz peribacalarıydı…
Tarif üzere düştüğümüz yolda, kendimizi Niğde’de buluverdik…
Niğde Belediyesi’nde başkan yardımcısı iken Konya Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanlığı’na dönen Ahmet Köseoğlu’nu arayıp, Niğde’de ne yapabileceğimizi öğrendim…
Onun tavsiyesiyle gittiğimiz Emniyet Müdürlüğü’nün yanındaki ‘Damak Lahmacun’da Allah ne verdiyse yedik, içtik, memnun kaldık.
-Tavsiye ederiz…-
Mekânda kıymetli dostumuz Kerem İşkan’ın belirivermesi ise hoş bir sürprizdi…
Yemeğin ardından davet üzere Niğde’nin tek televizyonu NTV’ye geçtik…
Kerem Bey kardeşimizin çalışmalarını uzaktan biliyorduk ama yakından görmek daha bir evla oldu…
Niğde’nin dalından yeni koparılmış kirazlarından tattıktan sonra…
-Tavsiye ederiz…-
NTV’nin stüdyolarını ve dairelerini gezerken kardeşimizle gurur duyduk…
Niğde’dekiler nasıl bir değere sahip olduklarının farkındalar mı bilmiyorum ama NTV yerel televizyonlar arasında kendisini önemli bir yere konumlandırmayı başarmış…
Bir yandan gurur duyduk, diğer yandan arkadaşımızın gurbette ‘imkân’ bulmasına hayıflandık…
NTV haber dairesini ziyaret ettiğimizde ‘Başkan Yardımcılığı’ndan ayrılan’ Ahmet Köseoğlu ile ilgili haber hazırlanıyordu.
Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan’ın övgü dolu cümlelerini, bir başka Niğdeli gazetecinin yazısını okuyunca da görmek bizi ziyadesiyle gönendirdi…
Neyse ki Ahmet Bey, güzel sayfalarla dolu ‘Niğde çilesi’ dolarak Konya’ya dönmüştü…
***
Daha hava kararmadığı için hiç değilse günbatımını peribacalarını izleyerek geçirme arzumuz geçmemişti…
Hızla yola koyulduk ki ne çare…
Bölgeye ulaştığımızda hava çoktan kararmıştı…
Konya’ya dönmek gerekiyordu…
Fakat buralara kadar gelmişken bizim memlekete, yani Kayseri’ye ne kadar da yakın Konya’ya ne kadar da uzak olduğumuzu fark ettim…
‘Kayseri’ye gidiyoruz’ dediğimde herkes şaşırdı…
Ve bu çılgınlığı benden beklemediklerini itiraf ettiler…
Geceyi Kayseri Vizyon Kent Haber Gazetesi’nin yayın yönetmeni (kendisi ile teyze oğlu oluruz) Yusuf Yerli ağabeyin evinde geçirdik.
Böylece akraba ziyareti de yaparak kuşaklar arası kaynaşmaya vesile olduğumu düşünüyorum…
Pazar günü, güzel bir Kayseri turu yaptık…
Kayseri’nin enerjisine hayran kalmamak mümkün değil…
Kendisiyle çok barışık bir şehir, olduğu gibi görünen…
***
İkindiye doğru, nihayet peribacalarını görebilecekti çocuklar…
Kayseri’den yönümüzü Nevşehir’e çevirebildik…
Güzel yollardan hız limitine dikkat ederek geçtik…
Yolda bir düğün konvoyunun kazasına tanık olup üzüldük. Gelin arabası yoldan çıkmıştı… Düğün evi belli ki hüzün evine dönmüştü…
Göreme’de aileye yönelik bir mekân soruşturmamız ‘İkinci Bahar’da testi kebabını ‘nezih’ bir mekânda tatmamızı sağladı…
-Tavsiye ederiz…-
Sonra da Göreme Açıkhava Müzesi’ni bu kez günü tüketmeden gezebildik…
***
Ne güzel oldu…
Hem dost ve akrabaları gördük, hem de çılgınlık yapabileceğimi bizimkilere kanıtlamış oldum…
Tatil demek, deniz demek değildir.
-Tavsiye ederiz…-