yazar-8
Bir ikram sana bu mevsim
Bir ikram sana bu mevsim, dağıt meyvelerini *
Avuntularım, sebebiyeti yaşanmışlıklara adanmış kelimeler artık…
Yapılanlar ve yaşananlar inkâr edilmeye başlanmışken, bugünün rüzgârında savrulur karakterler. An gelir, farkında olmadan ittirirsin sıcaklığı ya da bir kurşun atımı uzaktan izler seni kalbinin soğukluğu. Oysa tüm düşleri avucuna yerleştirip ardından üflemek var gökyüzüne, sonra aydınlatmak geceyi. Ne hacet?
Sesin yankılanırken ruhunun boşluğunda, sen kendi adımların içersinde kaybolursun yolunu ararken. Çıkmaz sokakların başlangıcındaki karamsarlık gibi tüketir durur seni kayıplar. Diyar özlemi kavurur, yar yoksulluğu özlem doğurur… Korkuların çıkar karşına teker teker, hesap sorar, hırpalar, tüketir… 'Zaman' der, cümle tüketmez ve bakarsın. Mütevazı bir tebessümle el ele tutuşmuş, sek sek oynarsın varlığınca. O zamanın başarıları bugünün yanında silik bir anı; bugünün, yarının ardında bir esir. Fark etmek zor…
Doğ yeniden, ikbal olsun huzuru sana sunan. Sahip olduğun kadar sahibi ol kendinin. Mis içerisinde dal rüyalara, ebediyetle paylaş kapalı gözlerini. Misafirperver bir dem sunsun akşam sana, gündüzün masumiyetiyle başla. Bırak nasıl taşarsa taşsın deniz, sen hep boğul sevgiyle…
İhya olmuş, takdire layık bir teselli hikâyeler artık…
Tövbeler karşılıksız, istikrar mağduru bir acizlik yok olup gider düzene karşı… Susuzluğun harbinden galip çıkmış bir duygu, gitmekle kalmak arasında yüzünde oluşan ifadenin tam karşılığı. Saçlarını okşadığın anın faniliği kadar kısa sürer dertlerin sen istediğin sürece. Ve en büyük mutluluk bedenine sığmayanları kapı önüne koyduğun anda elde ettiğindir.
Hayat bu; tahterevalli ile terazi benzerliği kargaşalar ile dolu. Sen seçmedin bu sorunun çözümü olmayı, işte bu yüzden başkası veremez senin kararını. Koru dürtülerini, ürper gürültüde, kork karanlıktan, kaldır enkazı… Vur ve öldür. Ama hiçe sayma yaşanmışlıkları. Harca, tutma nefesini… Bir ikram sana bu mevsim, dağıt meyvelerini.
* Funda Dumanlı’ya bu güzel yazısından dolayı teşekkür ediyorum.