Kadın ve cinsiyet meselelerinin konuşulduğu konular beni hep korkutmuştur. Çünkü her ne söylerseniz bir şekliyle yanlış anlaşılma ihtimali yüksektir. Erkek egemenliğine karşı çıkar kötü olursunuz, kadın bakış açısını önemser suçlu olursunuz, yani bir ortası bir dengesi yoktur. Ağzınızı açmadan bir kenarda durmak böyle durumlarda en iyisi midir onu da bilmem.

Şimdi diyeceksiniz ki; kadın erkek meselesi ne alaka?

Alakası şu; ben baştan uyarmakta yarar görüyorum. Birazdan yazacaklarım herhangi bir ayrımcılığın ya da üstünlüğün göstergesi falan değil. Ya da şu pusuda bekleyenler için söylüyorum; birazdan yazacaklarım oraya buraya çekiştirebileceğiniz şeyler değil.

İlk Müslüman Türk Kadın Sultandan bahsedeceğim; Raziye Begüm Sultan.

Delhi Türk Sultanlığı Hükümdarı İltutmuş, Sultanlığı oğullarına değil de kızı Raziye Sultan’a bırakmış. Bu sayede tarihin ilk kadın Melikesi olmuş. Türk-İslâm tarihinin yegâne kadın hükümdarı…

Filine binerek yüzü açık bir şekilde sokaklarda dolaşan bir kadından bahsediyorum.

Delhi Türk Sultanlığı hükümdarı Şemseddin İltutmuş, aslen Türkistanlı olup, İlbarı kabilesinden Aylam Han’ın oğlu. İltutmuş o dönemde Orta Asya’da Moğol katliamından kaçan Müslüman Türkleri ülkesine kabul etmiş. Devrinde büyük âlimler yaşayan İltutmuş, pek çok cami, hastane, okul ve kervansaray gibi mühim eserler inşa ettirmiştir. Kaynaklar ömrünü seferlerde geçirdiğini toprak bütünlüğü için sürekli mücadele ettiğini yazıyor.

Oğulları bulunduğu halde, devletin başına bir kadını geçiriyor. Bugün bile cesaret isteyen bu hareketi 1200’lü yıllarda yapması bence onun adını tarihe geçirir.

Raziye Begüm Sultan, zekâ ve basiret bakımından biraderlerinin hepsinden üstün olduğundan babası tarafından tercih ediliyor. İltutmuş’un vefatı ile vezirler bir kadının başa geçmesini istemiyorlar. Hatta Raziye Sultan’ın üvey annesi oğullarını başa geçirmek için, çeşitli entrikalar da çevirmişler.

Güç bela tahta geçen Raziye Begüm Sultan, tahta çıkar çıkmaz bir Bâtınî isyanı ile karşılaşır. Râziye Begüm usta siyasetiyle bizzat harekete geçip isyanı bastırmış. Kendisine itaat etmeyen beyliklerin üzerlerine yürüyüp hepsine boyun eğdirmiş. Hinduların kuşattığı Bedenpur’da Hinduları da yenip oradaki Müslümanları kurtarmış.

Tabii her hükümdarın başına geldiği gibi belli bir süre sonra kendisine karşı muhalefet artmış. Hatta maalesef kardeşleri tarafından bir kaleye hapsedildiği de kaynaklar da geçen bilgiler arasında.

31 yaşında bir hükümdarlığı yöneten bu kadın da babası gibi adı tarihe geçecek olanlardan. Begüm Sultan güzel Kur’an okuyan, şiirler yazan, adaleti gözeten müstesna bir hükümdar olarak tarihe geçmiştir.

Yay kuşanıp, ata binen bir kadın bugünün şartlarında olağanüstü geliyor bize. Onca erkek çocuğun içinde hem de…

Sözün özü, bir kadının neler yapabileceğini hatta o günün şartlarında hangi yüksek yerlere gelebileceğini gösteren iyi bir örnek Raziye Begüm Sultan. Bir şeyleri başarmak için bütün şartların elverişli olması gerekmiyor gördüğünüz gibi…

Kötüden emsal olmayacağından kendimize biraz “iyi”leri örnek almamız gerektiğini hatırlatıp gidiyorum.

Hoşça bakı zatınıza.