Bireysel motivasyon için son 10 tavsiye

Bireysel motivasyon için son 10 tavsiye

 

 

Sevgili nitelikli okurlarım…

BİREYSEL olarak MOTİVE olabilmemiz için gerekli olan bilgileri, okuyanlarımın da artık öğrendiği gibi geçtiğimiz haftalardan itibaren beş hafta boyunca sizlerle paylaşmak istiyordum. Geldik son haftamıza, her hafta on uygulama ile motive olmamıza yarayacak ipuçlarını nasıl yapmamız gerektiğini paylaşıyorduk.

Bunları uygulamaya çalışmanız inşallah sizleri mutlaka motive edecektir.

Tekrar tekrar hatırlatmak isterim ki: Motivasyon, mutlu ve başarılı olmak için hayati önem taşır. Kendi kendinizi motive etmenize ve bunu sürdürebilmenize yardımcı olacaktır.   

Bakın bunlar, pratik ve sonuca yönelik tavsiyelerdir. Ayrıca bunları uygulamadığınız sürece, genel kültürden öteye geçmeyeceklerdir. Haydi tekrar Bismillah.

Bireysel motivasyonunuza dair  son 10 tavsiye.

1-SAHİP OLDUĞUNUZ ŞEYLERİN DEĞERİNİ BİLİN

Etrafınıza bakın ve sahip olduğunuz şeylerin değerlerinin farkına varın. Arkadaşlarınız, aileniz, kariyeriniz, eviniz ya da başka herhangi bir şey. Bu bile başlı başına bir mutluluk kaynağıdır. Her şeyden önemlisi gören iki gözünüz duyan kulaklarınız,elleriniz,ayaklarınız vs. bunlar bile şükretmek için yeterli. Kötü şeylerin hayatımıza nasıl girdiğinin önemi yok, biz sahip şeyler için şükretmeliyiz.

Farklı bir bakış açısıyla Müslümanca bakın ve hayatınızdaki güzel şeylerin tadını çıkarın.Unutmayın her zaman daha kötü durumda olduğumuzu düşünmek motivasyon ve şükür için yeterlidir…

2- SİZİ NELERİN HUZURSUZ ETTİĞİNİ ÖĞRENİN

Sizi nelerin huzursuz ettiğini bildiğinizde, içinde bulunduğunuz olumsuz durumdan uzaklaşabilir ve bunun sonucu ortaya çıkan gerilim ve hayal kırıklıklarından korunabilirsiniz.

Eğer kaçamayacağınız bir durum söz konusu ise, onu daha iyi bir hale getirmek için neler yapabileceğinizi düşünün.

3-SİZİ NELER MUTLU EDER?

Bu sizin psikolojiniz ve tutumunuz için hayati önem taşır. Sizin ‘mutluluk’ tuşunuz tutum ve davranışlarınızı tekrar ve tekrar geliştirmek için gereklidir. Mesela ben, kötü bir ruh hali içerisindeysem, sabah kahvaltı yapıp yapmadığımı kontrol ederim. Eğer yemediysem, sistemime besin aldıktan sonra 180 derecelik bir dönüş yaşarım. Ruh halim düzeliverir.

4-ARA VERMESİNİ BİLİN

Şimdi dışarıya çıkın ve açık havada kısa bir yürüyüş yapın,Yada uzanın sırt üstü 15 dk düşünün.yada arabaya binin ve aylardır görmek isteyipte göremediğiniz dostunuza gidin,onu da beceremediyseniz telefon açıp konuşun hal hatır sorun.

Sıkıntı duyduğunuz durumlarda, ara vermesini bilin. Bu sizin olaylara farklı bir perspektiften bakmanızı sağlayacaktır. Mesela, eşinizle problem mi yaşadınız yada amiriniz sizi demoralize edecek şeyler mi söyledi, ani tepkilerden kaçının, bir ara verin, etraflıca düşünün ve öyle harekete geçin.Unutmayın ‘’Su kaynarken eline suya sokamassın bırak ılısın’’

Bununla birlikte, sürekli çalışmayın, ara vermesini bilin. Baltanızı bilemeden yeni odunlar kesmeye kalkmayın. Geçen haftaki hikaye size yardımcı olacaktır.Tabi okuduysanız.)

5- HAREKETE GEÇMEDEN ÖNCE İKİ KERE DÜŞÜNÜN

Harekete geçmeden önce, nedeniyle birlikte hareketiniz hakkında düşünün. Eğer bir çalışanınız, sizi de etkileyebilecek bir yanlış yaptıysa, hemen bağırıp çağırmayın.  En iyi karşılık (yanıt) üzerinde düşünün. Bunu iki kere yaptıktan sonra harekete geçin.

İki kez dinleyip, bir kez konuşmamız için, iki kulağımız ve bir ağzımız olduğunu VE Allahin cc böyle yarattığını unutmayın.

 

6- TEPKİ&YANIT   (REACT&RESPOND)

Bu iki kelime, mutlu, istekli, pozitif insan ile üzgün, bitkin ve negatif insan arasındaki farktır.

Hayatınızda sizi direk yada dolaylı olarak etkileyecek şeyler olduğunda, buna yanıt verin. Yani, üzerinde düşünün, çözüme odaklanın. Eğer tepki verirseniz, nedenleri atlamış ve o andaki duruma odaklanmış olursunuz. Sonuçta, daha fazla sıkıntı ve hayal kırıklığı dışında elinize bir şey geçmez. Tepki değil, yanıt verin, sakin olun.

7- HER ZAMAN MUTLU OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ

Bazen, kendinizi kötü hissetmenizin hiçbir kötü yanı yok. İnsanlar ağlasın diye gözyaşımız var. Ağlamak geliyorsa içinizden mutlaka ağlayın. Her zaman, dışadönük, heyecanlı, enerji dolu olmak zorunda değilsiniz. Size huzur veren şeyleri yapmaktan çekinmeyin. Bu kötü hissetmenizin önüne geçecektir.

Bir şeylerin yolunda gitmediği, kendinizi iyi hissetmediğiniz günler de olacaktır. Dert etmeyin, problemler geçer, geçmek ve çözülmek zorundadır, böyle olmasa problem diye bir şey olmaz. Öyle değil mi? Mutlaka dostlarınızla istişare edin.

8- MANTIĞINIZLA HAREKET EDİN

Sorunlara mantığınızla yaklaşın. Mantıklı davranın. Duygularınızla hareket ederseniz, sorunların, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız.

9- DEDİKODUCULARDAN UZAK DURUN

Etrafınızdaki negatif konuşmalara katılmayın. Eğer, konuşmanın bu yönde ilerlediğini görürseniz, özür dileyerek kibarca oradan uzaklaşın.Unutmayın Büyük kafalar FİKİRLERİ, Orta kafalar OLAYLARI, Küçük kafalar ise KİŞİLERİ  Konuşurlar..!

10- GÜNE İYİ BAŞLAYIN

Güne gülümseyerek başlayın. (Unutmayın iyi ya da kötü bir işiniz var gibi…) Düşünün, bugün, başarılacak ve hoşlanılacak pek çok şeye sahip olacaksınız.Hayat kısa..! Ancak, bugün geriye kalan hayatınızın ilk günü. Bunu asla unutmayın.Unutmayın ki: Dün gitti, yarın gelmedi, bugünü yaşayalım.. 

Sonuç olarak değerli nitelikli okurlarım, pek çok insanın kafasında mutlaka bir hedef vardır, fakat ona ulaşmak için bir adım bile atmazlar. Neden? Zihinlerindeki yanlış inançlar, masallar yüzünden. Sizlere başlıca yanlış inançlar ve neden onlardan sakınmanız gerektiğini üç satır başı ile açıklayayım…

Birincisi: Beceremem, onu yapamam

Evet, yapabilirsin! Diğerleri ne yapabiliyorsa, sen de yapabilirsin. Aynı büyüklükte beyin, aynı iki kol ve bacak, her gün aynı zaman diliminde yaşayan kadın ya da erkek tarafından yapılmış olan tüm olağanüstü şeyleri, sen de yapabilirsin.

İkincisi: Yarın başlarım

Belki, yapamazsın. Ama mutlaka bugün yapabileceğin bir şeyler vardır işte o şeyleri asla erteleme. Yarın garanti değil ve geleceğin ne getireceğini kimse bilmiyor. Yalnızca şu andan eminsin. Buradasın ve hedeflerine ulaşabilirisin.

 Üçüncüsü: Bu benim için doğru olmayabilir

Uğraştığınız şeyin sizin için en iyisi olduğundan hiçbir zaman %100 emin olamazsınız.  Çünkü sürekli yenilenir ve değişir. Hedefe yürürken pek çok kere yol değiştirirsiniz. Mükemmel fırsatlar kapınızı çalana kadar beklemeyin.

Harekete geçin. Gerekirse siz onların kapısını çalın.

Hoşça, sağlıcakla kalın… Ama en önemlisi şükredip Adam Gibi Adam Kalın.

***

Kutlama ve Tebrik

 

Konya’daki tüm sağlık çalışanlarımızın ve doktorlarımızın 14 Mart tıp bayramını bütün okurlarım adına kutlarım.  Ayrıca İl Sağlık müdürlüğü ve Konya Tabipler Odası’nın düzenlediği Yılın Doktoru ödülünü alan Konya Selçuklu ilçesi 6 nolu sağlık ocağı doktorlarından Dr.Hamdi AKKUŞ’u tebrik eder, başarılarının ve sempatikliğinin devamını dileri canı gönülden saygı ve selamlarımı sunarım.

***

 

Bunları Biliyor musunuz?

 

14 Mart Tıp Bayramı Nerden Çıkmış?   

"Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire” adlı tıp okulunun açılış tarihi olan 14 Mart 1827, ülkemizde modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul ediliyor.Tıp Bayramı, ilk kez, 1. Dünya savaşı sonunda, İstanbul’un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlandı. Günümüze kadar gelen bu 14 Mart kutlamaları, artık içinde bulunduğu haftayı da kapsayacak şekilde, “Sağlık Haftası” olarak kutlanıyor.

Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur?

Bir sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor dizkapağının

hemen altına, kası kemiğe bağlayan tendoma minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omirilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin, yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir.

112 Acil nerden çıkmış, neden 112?

Anayasanın 112. maddesi Hıfsısığa kanunu anlatan maddesidir bu maddede kısaca TC vatandaşı olan herkesin Devlet Hastanelerinden yararlanmalarıyla ilgilidir. AyrıcaTüm Avrupa da  olduğu gibi Türkiye’de de  acil  medikal yardım hattıdır. (emergency call number 112) 112, nerede olursanız olun normal bir telefon hattından ya da cep telefonundan arayabileceğiniz acil bir telefon numarasıdır.

***

BİRAZ DA GÜLELİM:

Adam doktora gidiyor.

Dr. bey karnım atıyor. Nasıl yani diyor Dr. hani diyor adam kalbim nasıl atıyorsa karnım da iste öyle atıyor.

Dr. iyice sasırıyor. Allah Allah atmaması! lazım…

Sağolun diyor ve gidiyor adam.

2 hafta sonra tekrar geliyor. tesekkür ederim Dr. bey diyor.

Tavsiyeniz üzetine at maması aldım yedim. İyi geldi bütün şikayetlerim bitti.

Dr. iyice şaşırır: Allah Allah, bitmemesi! lazım :))))

***

Sonunda o meşum gün gelir çatar. Doktor hastasına o güne değin yapılan tahlillerin Sonuçlarını açıklayacaktır.

"Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var," der doktor. "Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüz kalmış.

"Adam yıkılır. "Hayır olamaz. Buna inanamıyorum... Fakat, fakat bundan daha kötü nasıl bir haber olabilir?

" Doktorun yanıtı kısa olur: "Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum."

***

Adamcağız hemoroitten öyle çekmiş ki… Derken biri akıl verip kahve telvesi sür deyince, bir yerden kahveyi bulmuş, bol bol sürmüş ama…

Ağlaya sızlaya doktora koşmuş.

Soyunmuş, eğilmiş. Doktor da eğilmiş, bakarken hasta sormuş;

Ne var doktorcuğum? Ne gördün?

Vallahi bir yol görünüyor ama iki vakit mi desem yoksa üç vakit mi bilmiyorum.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.