Alman Blick dergisi, darbeci Sisi’yi kapak yaptığı haber metninde “Halk arkasında, destekliyor” demiş.  Kapağa da gülümseyen cici bir Sisi resmi koymuş. Resmin fonunda ise nereden oldukları belli olmayan bir grup halk var. Bir başka nüshasında ise, kapağa Recep Tayyip Erdoğan’ın el konulmadan önceki Zaman Gazetesinde sıkça kullanılan özel seçim bir resmini kullanmış ve metnin altına da “Kürtleri bombalayan sultan” diye yazmış.

Şahsen başka bir bakış açısı beklediğim ya da şaşırdığım için değil, ama çifte standardın nasıl bir küresel boyut taşıdığının açık delili olduğu için bu durumu yazı konusu yapmak istedim. Bilirim ki onların nezdinde kendilerine muhalif olan seçilmiş Mursi ne anlam ifade ediyorsa, Recep Tayyip Erdoğan’da onu ifade ediyor. Seçilme oranları, seçilme biçimi, seçimin şeffaflığı ya da halkın teveccühü gibi değerlerin onların yanında hiçbir kıymeti yok. 

17/25 Aralık operasyonunu becerilip yapılabilseydi, batı ve ABD bugün Mursi’ye ve onun binlerce dava arkadaşına ne kadar merhamet ettilerse, Recep Tayyip Erdoğan ve onunla yol yürüyenlere de o kadar merhamet edecekti.  Bunu anlamayan ya da anlayamayan yerel siyasetçilerin/yöneticilerin/işadamlarının Recep Tayyip Erdoğan’ı bu mücadelede yalnız bırakmış olmalarını anlayamıyorum. Mış gibi yaparak mücadele ettiklerini zannediyorlarsa hata ediyorlar. Çünkü halkımız, her şeyin ve herkesin farkında. Ne paralel yapı ile bağ ve bağlantısı olmayan iş çevreleri, ne de hükümetle gelip hükümetle giden üst düzey yerel siyaset ve bürokrat kesim, maazallah bu mücadele kaybedilmiş olsa, bu mücadelenin bir yerinde saf tutsa da tutmasa da Recep Tayyip Erdoğan’la eşleşmiş kaderlerinden kurtulamazlar. Eğer Tayyip Erdoğan dik ve ayakta olursa onlar da dik ve ayakta olabilirler. Kenarda duruyorum görüntüsüyle merhamet devşirmeye çalışanlar varsa çabaları beyhudedir. Bu sebepledir ki o kesimlere âcizane tavsiyem, haklı olduğunu bildikleri ve inandıkları bölümleri tahkim etsinler. Başta paralel yapı olmak üzere Türkiye’nin özgürleşme sürecine çelme takanlara karşı verilecek mücadelede sürecinin kısa, sonucun da esaslı olması hem onların hem de ülkenin menfaatinedir.

Alman Blick dergisine gelince, bu batının klasik bakışının suçüstü yapılmış halidir. Onlar yeryüzünün kendileri dışında herkes için fesat yurdu olmasını talep ederler. Onlar ister ki hiçbir doğu toplumu kendine yeter olamasın. Doğudan batıya yapılan tüm resmi ziyaretler, ancak para dilenmek için yapılsın. Onlar bizim ne masaya yumruk vuracak elimiz ne de bu eli harekete geçirecek yüreğimiz olsun isterler. Onlar, binlerce kişinin katili Sisi’yi halk kahramanı ilan ederek ona ömür kattıklarını zannederler. Çünkü onlar bu başlığı atarken Mısır halkına değil, ağababalarına sorarlar. Tayyip Erdoğan başlığını atarken Kürt halkına sormadıkları gibi.

Ne ederlerse etsinler korkunun ecele faydası yok. Allah’ın izniyle gelecek, onlara değil bize hizmet edecek. Allah mülkü toplumlar arasında döndürür dururuz diyor. Onların sahip oldukları mülkü, zulüm, kan ve gözyaşına tahvil etmiş olmaları kaybetmelerinin de sebebi olacak. O mülk, hakkını verdikleri güne kadar hakkını verenlerin hizmetinde olacak. Akdeniz’de boğulan çocukları, kadınları seyredenlerle, bir iki Euro atıp oturdukları yerden göçmenlerin o Euro’ları kapmak için birbirini boğazlamalarını seyredenlerin değil. Hiç şüphemiz olmasın mülk  malikle buluşunca da adalet kime, merhamet de kimin için lazım tarih yeniden yazacak.