Fahri Kubilay
Bu bir fitnedir..
Dehşete kapılmamak mümkün değil. Şimdiye kadar İsrail de üretilen ve ülkemizde satılan tohumları biliyorduk ama İsrail sazanını da şu günlerde örgenmiş olduk...
Memleketin her tarafını İsrail sazanı istila etmiş de, göller bölgesi olarak bizim yeni haberimiz oldu. Türkiye’nin en büyük tatlı su balığı havzasına sahip bölgede İsrail sazanı ile ilgili olarak en ufak ne bir haber nede açıklama duyduk.
O balık bizim sularımızı istila etmiş, mutfaklarımıza kadar girmiş ve onunla tanışmaktan pek memnun kalmayıp dışarı atmışız ama ne canavar olduğunu yeni örgenmiş olduk..
Türkiye genelinde ise olayı duymayan kalmamış. Şimdiye kadar yazılı basında onlarca haber internet sitelerinde uzmanlar görüşleri ve çalışmalar varmış ta haberimiz yokmuş…
Yakın zamanda Seydişehir’de bu balıkla tanışan herkes bu işte bir gariplik var diyordu da hiç kimse tehlikenin boyutunun farkında değildi… Birkaç yıl önce en yakın kanala giden oltayla rahatlıkla yiyecek kadar yağ balığı tutuyor ve evine mutlu dönüyordu. Ne zaman bu İsrail sazanı sularımıza daldı amatör balıkçılığın tadı tuzu kaçtı. Ekmeğini balıktan kazananlar ise perişan…
En son tuttuğumuz o yağ balıkları tarih olmuşta haberimiz yok. Yakında sazanları efsane olarak anlatırız herhalde.
İsterseniz İsrail nedir? Kısa bir araştırma sonucu elde ettiğimiz bilgiyi sizinle paylaşalım. “İstilacı balık ‘İsrail sazanı’ olarak bilinen carassius balığının Türkiye’nin en önemli göletlerinde balık türlerini yok ettiğini, binlerce kılçık barındıran, eti de lezzetsiz olan türün en önemli özelliği aşırı üremesi. Sazanlar yılda bir kez 300 bin yavru üretirken İsrail sazanı olarak bilinen carassius yılda sekiz kez ve her üremede yaklaşık 700 bin yavru meydana getiriyor. sazan yumurtalarını dölleyebiliyor... Bu istilacı balıkların yüzde 95’i dişi olup erkeğinin döllediği sazan türlerinden olan balıkların tamamını kısır bırakıyor ve diğer türleri de zaman içerisinde yok ediyorlar…
İstilacı bu balık sıfıra yakın oksijensiz ortamda bile yaşayabiliyor. Önüne çıkan her şeyi yiyor. Büyükleri fare ve yılanı bile yutabiliyor. İlgili bakanlıkça canlı yem olarak bile kullanılması yasaklandığı halde direncinden dolayı göletlerdeki sıtma hastalığıyla mücadele çerçevesinde güya sivrisinek larvalarının yok edilmesi için bırakılmışlar. Hem de devlet eliyle…
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün denizlerde ve iç sularda amatör (sportif) amaçlı su ürünleri avcılığını düzenleyen 36/2 numaralı sirkülerinin 2.3.2 - İç Sularımızdaki Ekolojik Açıdan Zararlı Balıklar maddesinde Carassius sp. Yani İsrail sazanı havuz balığı olarak tanımlanmış ve sazan balığı yumurtalarını dölleme kabiliyetinden dolayı sazan ırkını yok eden balık olarak tarif edilmiştir.
İlgili maddede İsrail sazanı ve diğer zararlı üç balık cinsi için aynen şu ifade kullanılmaktadır. “Bu grup içinde yer alan balıklar ekolojik ortama ve ekonomik balık stoklarımıza ciddî zararlar vermektedir. Bu balıkların görüldüğü sular derhal Bakanlığın en yakın il veya ilçe müdürlüklerine bildirilmelidir.”
Kısaca özetleyecek olursak. Birileri bizim sazan balığını labaratuarda mutasyaona uğratmış bizim balık, balık olmaktan çıkmış. Olmuş bir canavar.
Türkiye de amma bilinçsizliğinden dolayı, amma kötü niyetli olarak birileri bu balık fitnesini sularımıza taşımış..Bu bir fitnedir diyorum.. Fitne kıtalden beterdir. Bu bölgenin tatlı sularına fitne tohumu atılmış… Belki bölgedeki balıklar ölseydi bu kadar etkili olamazdı. Çünkü toprağın içinde kalan havyarlar yıllar geçse de suyla buluştuğu anda tekrar üremeye başlardı. Ya şimdi.. Balıklarımız ebter (soyunun tükenmesi) oluyor..