Hümeyra Uslu
Bu Şehirde Nereye Gitmeli?
Bu şehrin en büyük sorunu, sahip olduğu güzelliklerin sadece Japonların ilgisini çekmesi…
Bu şehrin en büyük sorunu her yerde bir mekân olmasına rağmen her birinin kendi içinde binbir türlü eksikliğinin olması…
Bu şehrin en büyük sorunu şehir turizmi konusunda yeterli çalışmayı yürütememesi. Konya’ya turist olarak gelip giden insanların aklında vurucu bir mekân, iyi bir izlenim bırakmak neden bu kadar zor? Neden belediyelerimiz yaptıkları çalışmalarda bunu düşünemiyorlar anlayamıyorum. Kelebekler Vadisinin, Alâeddin Tepesinin ötesine geçemiyoruz. Etli ekmek dışında neden bir şeyleri güzel yapan bir tanıtımımız yok. Hoş biz Şeb-i Arus sürecini bile ne kadar doğru yönetiyoruz emin değilim.
Bir sürü müzenin bir sürü tarihi caminin neden hiçbirinin albenisi yok anlam vermek güç. Neden Bursa Ulu Cami’nin sahip olduğu imajı Aziziye Cami’ye yükleyemiyoruz. Konya’da Osmanlı’dan çok olmasa da, Selçuklulardan kalmış ve her biri yaşayan tarih olan binlerce mekân varken neden bunlar insanların keşfine açılmıyor. Bunu ben söyleyeyim, kim yetkiliyse yapsın. Medeniyet Şehri olduğumuzu iddia ederken öylece durmayın!
Şehir dışından bir misafirimiz geldiğinde neden bir haftayı dolu dolu geçirecek aktivitelerde bulunamıyoruz şimdi daha iyi anlaşılıyordur belki de. İnsanları Bilim Merkezine götürecek değiliz herhalde değil mi? Gidilip görülecek yerler bu kadar çokken, neden sadece Sille, neden sadece Japon Parkı, neden sadece Akyokuş? Bu eksiklik Konya gibi bir şehrin turizmine müthiş zarar verdiği kanaatindeyim. Sadece Mevlana Müzesiyle bu iş yürümez. Orada maksimum geçirebileceğiniz üç saattir, hoş biz Konyalılar o üç saati de bir “Fransız” gibi geçiriyoruz gibi bir his var içimde ama neyse…
Sonuç itibariyle birkaç güzel mekân dışında, gidip de bayıldığım bir yer hatırlamıyorum. Ama çok para vermekten bayıldığımı net hatırladığım bir sürü mekân var. Konyalı ya işletmecilikten anlamıyor ya da mekânlarda kaliteyi yakalayamıyoruz. Sanırım burada devreye giren şey zihniyet. Bir şey pahalı olunca kaliteli olacak kafası maalesef her yerde. Adı bilinen mekânlardan birinde soda istiyorsunuz ve altılısını 6 liraya alacağınız sodanın bir bardağına 6 lira ödüyorsunuz. İnsanları soymanın adına bizim insanımız “Kalite” adını vermiş. Bir et yemeği geliyor önünüze, parasını ödeyeceğinizde boğazda yemek yemiş gibi hesap geliyor… Konyalı işletmeler buna bir son vermeli, eğer işletmeler son vermiyorsa Konyalı vermeli. Bu geminin böyle yürümesine izin verilmemeli. Çünkü doğru değil, çünkü yanlış.
Nereye gideceğini özellikle kara kara düşünen kesimlerden bir diğeri de küçük çocukları olan anne babalar. Bu şehrin çocukların seveceği mekânlara ihtiyacı var. Belediyenin yaptığı parklar, piknik alanları makul, mantıklı. İnsanlar aileleriyle gidip eğlenebiliyor, hoş vakit geçiriyorlar ama yetmez. Ayağa kalkıp belediyelerin, turizm müdürlüklerinin, bu alandaki yetkililerin bu gidişatı değiştirmeleri lazım. Ne yapılması gerekiyorsa Konyalının da desteğiyle yapılmalı. Belki o zaman turizm kapasitesini geliştirmiş gerçek bir Medeniyet Şehri olabilir Konya…