Bazen sayfalarca yazı yazdık, Günlerce televizyon ekranlarından konuştuk. Ancak olayın şiddetini tam olarak anlatamadık, olayları da bitiremedik.

Anlatanlar hep aynı yeri suçladı. Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İsrail.

Anlatılanlarda ve yazılanlarda ne tetikçiler vardı, nede bu olaylara çanak tutanlar. Durum böyle olunca da atı alan Üsküdar’ı geçti.  İslam Coğrafyasında kan ve gözyaşı dinmedi.

Çünkü Ateş düştüğü yeri yakarmış.  Müslümanların nasıl zulüm gördüğünü acımasızca şehit edildiğini ne anladık nede dünyaya anlatabildik.

Irak’ta, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Pakistan’da, Bosna Hersek’de, Eritre’de, Keşmir’de Arakan’da ve Afrika’nın değişik ülkelerinde milyonlarca Müslüman göz göre göre şehit ediliyor

Hıristiyan ülkelerde bir köpek öldürülse ayağa kalkanlar  Müslümanların şehit edilmesini televizyon ekranlarından son derece sakin gözlerle seyrediyor beklide bu olaydan büyük zevk alıyorlar.  Müslümanlar ise  adeta derin bir hipnozda, bir kısmı da yaşanan bu felaketin farkında bile değiller.

Hepimizin bir ağızdan koro halinde söylediği bu zulmün bitmesi için tek çözüm tüm Müslüman’ların birlik olmasıdır.

Ama nasıl? 1.5 milyonluk İslam alemi o kadar bozulmuş ki,

Yalan bizde, miskinlik ve tembellik bizde, bana necilik bizde, İslam’ı kendimize göre yorumlama İslam’ı sadece anlatmak zannetme, anlattıklarımızı yaşamama  bizde.  Ve en önemlisi kurulmuş, beyni yıkanmış, diktatör liderler bizde.

Böyle bilinçsiz Diktatör liderlerin hüküm sürdüğü İslam âlemi ni tek bir çatı altında toplandığında ne değişecek ki? Bu seferde Müslüman Müslüman’ın kanını akıtmaya devam edecektir. O zamanda üzerimizdeki bereketsizlik fazlalaşacaktır.

Gündemimizden düşürmediğimiz Başbakanımızın da özel ilgi gösterdiği Somali’de İnsanlar neden ölüyor. Kıtlıktan mı? hayır, Yokluktan mı? Hayır, Bu insanlar birbirini öldürüyor Müslüman’ın Müslüman’ı öldürdüğü yerde de bereket olmuyor.

Geçen yıl Allah nasip etti Kenya’da bulundum.

Burada Müslüman köylerde açlık sefalet gördüm. Sokaklarından lağımların aktığını gördüm. Buralarda can güvenliğinin olmadığını gördüm. Hırsızlıktan hapishane lerin tıklım tıklım dolduğunu gördüm. Yine burada erkeklerin Kahvehane önünde sabahtan akşama kadar oturduğunu Kadınların pislik içinde çalıştığını gördüm. Burada ki Müslümanların İslam’ın emrini sadece Çoğalarak yerine getirdiklerini ve en önemlisi tek eşli olanların suçlandığını gördüm.

Birde aynı yerde, Müslüman köylerle arası 10 km olan Hıristiyan köyleri gördüm. Köyün tamamı işinde gücünde, köye bir TIR giriyor bir tır çıkıyor, insanlar kazandıkları paraları koyacak yer arıyorlar, sokakları yağ döksen yalanır.

Şimdi sorarım bu iki köy arasındaki bu büyük farklılığın tek sorumlusu başkaları mı? burada yaşayan Müslüman’ların ve  satılmış diktatör liderlerin hiç mi suçu yok?.

Sonra birlik beraberlik tabi.

Birbirimize düşer bizim yok olmamızı bekleyenlere zemini hazırlarsak, Tabiî ki masum çocuklar ölecek insanlar yurtlarından sürülecek, kadınlarımıza tecavüz edilecektir.

Ben tekrar başa dönüyorum tabiî ki Çözüm, bütün Müslümanların birlik olmasıdır, bu farzdır, Allah’ın emridir.

Yani namaz kılmak gibi, oruç gibi farzdır.

Ama biz bunları da yapmıyoruz ki.