Fahri Kubilay
‘Bugün git yarın gel’ dönemi bitmiyor
Şimdi bir yakınımın başından geçen basit bir olay anlatacağım…
80 yaşında yatalak hasta olan bir yakınımın diş problemi var.
Damağı tutan iki dişten bir tanesi kırılıyor…
Konya’daki herhangi bir hastaneye müracaat edilerek randevu alınıyor, o kırık dişin dibinde kalan kısım çekiliyor ve deniliyor ki bir hafta sonra gelin, bizimkiler hastamız yaşlı biz bir hafta değil on gün sonra gidelim deniyor.
On gün geçiyor ve hastamız hazırlanıp şehrin bir ucundan başka bir ucuna araçla sonra tekerlekli sandalyeye ile diş polikliniğe varılıyor…
Hastamız Yatalak tek başına yapılacak iş değil ,birçok sağlık problemi var ev ahalisi ile birlikte gidip randevu saati bekleniyor.
Sıra kendilerine gelip içeri girince doktor hastaya hiç bakmadan evraklara bakıp siz iki ay sonra geleceksiniz diyerek geri gönderiyor…
….
Bir arkadaşın oturduğu annesinin evinde bir telefon ….
Biz şu kurumdan arıyoruz ,……. Evimi …evet …… .. bu kişinin kuruma şu kadar borcu var.. Şu zamana kadar ödenmez ise yasal takibat başlatılacak.
Bahsettikleri kişi arkadaş annesi ,Annesi öleli altı ay olmuş bu nasıl iş derken olayı telefon eden kişi ile yüz yüze konuşmak için hemen kalkıp o kuruma gidiyor.. Annenizin ödenmeyen primlerden dolayı, gecikmeden dolayı …vs.vs şu kadar kurumuza borcu var..
Kardeşim annem öldü, ne primi, ne borcu, ne sağlığı ne gecikmesi dese de dinleyen yok bilgisayarın ekranını gösterip işte diyor… ve arkadaş sinirlenip kurumdan çıkıp gidiyor ama sorun çözülmesi lazım.
Biraz sakinleştikten sonra tekrar gittiğinde ,annem öldü annem öleli şu kadar zaman oldu dese de karşısındaki memuru ikna etmesi mümkün değil ..
Bu arada ister istemez sinirler geriliyor , arkadaşın ses tonu yükselmeye başlıyor. Çıkardığı borç miktarı az uz değil , böyle bir şeyin olması imkansız ..ama çözülmesi gereken bir sorun var ortada…
Derken bu tonda konuşmalar şahit olan başka bir memur arkadaşı çağırıp bir çay söyledikten sonra biraz rahatlatıp olayı ne olduğu hakkında bilgi aldıktan sonra arkadaşın annesinin T.C kimlik numarasını alıp o konu ile ilgili olarak basit bir sorgumla yapıyor…
Sonuç arkadaşın annesinin borcu felan yok.
Tabiki bu arada bu nasıl bir iş sorusunun cevabı aranıyor…
Cevap ne biliyormusunuz, Cevap devlet dairelerinde , sisteme ayak uyduramayan insan unsurları... sonrasını siz tamamlayın.
Elbette O tür "salla baş al maaş olanlarda sosyal devlet anlayışının bir gereği ama, bunlar bilgisayarın başında değil başka yerde istihdam edilmeli değil..
“Her zaman denmiyor mu, ilada liyakat .. hani bir söz var ya ” yarım doktor candan, yarım memur sinirden “ diyelim.
Devlette 10 dakikada bitirilecek işler var. Ancak, ilgili memur bunu beceriksizliği yüzünden ayalara yayılıyor, iş üretmediği gibi birde asık suratla vatandaşı geldiğine pişman ediyor.
Artık dijital cağda işlerin ışık hızıyla bitmesi gerekmiyor mu ,Artık, böyle bir yüz ifadesiyle karşılaşılacak dönem bitmesi gerekmiyor mu .
Kamu görevlisinin keyfi tutum ve davranışlarının şikayet edileceğini ve kamu denetçilerinin bunları inceleyeceğini bir dönemden bahsediliyor ama sistem ayı şekilde “ Eski hamam eski tas..”