Haşim Akın
Burkina Faso’nun Terörle İmtihanı
Burkina Faso, normalde adını çok duyduğumuz ve bildiğimiz bir ülke değildi. Ama bu köşenin okurları oradan birçok haberi paylaştığımızı bilirler. Bizim için özel bir gönül bağının tesis edildiği yer oldu orası...
Bundan yaklaşık iki yıl kadar önceydi. Burkina’ya gelecek misafirler bekliyorduk. Uçağın inme saatine az kalmıştı ki acı bir haber geldi. Bir mahalle mescidinde akşam namazı da kalmış yirmili yaşlarda üç genç, önce İtalyan bir işletmeciye ait olan ve çoğunlukla beyazların takıldığı bir lokantayı basmışlardı. Adamlar cihada (!) gittikleri için her sonuca hazır. İş yeri sahibi İtalya’da olduğu için sağ kalmış, hanımı, çocukları ve kayınvalidesi bu saldırıda ölmüştü. Sonra da karşısındaki oteli bastılar. Gece boyu çatışmalar(!) sürdü. Polisler ve askerler uzakta beklemişler onlarca insanın ölüm ile sonuçlanan terör saldırısı için asıl büyük kurtarıcı(!) beklenmişti. Nasıl mı? Tabi ki Amerikan askerleri gelmiş, operasyonu düzenlemiş ve üç teröristi de öldürmüştü.
Bu olaydan kimler kazanmamıştı ki? Amerikan askerleri kahramanlıklarını(!) gösterme imkânı buldular. Müslümanları ülkede ve bölgede terörist göstermek için de iyi bir fırsat çıkmıştı. Çünkü akşam namazından çıkıp bu şenaati işlemişlerdi. Nüfusun %80 i Müslüman olan bir bölgede başörtülü bir grup öğrenci, diğer öğrenciler tarafından terörist diye taşlanmıştı.
Tam da sular durulmaya başladı derken, iki gün önce yeni bir saldırı haberi geldi. Bu haberi bizde daha önemli kılan sebep, saldırının bir Türk lokantasına yapılması ve bu saldırıda bir türkün ölmesi, diğerinin de yaralanmasıydı. Tabi işler buradan görüldüğü gibi de değil. Türk lokantası, oradaki çok sınırlı sayıda Türk için uğrak yeridir.
Üzerinden iki gün geçmiş olmasına rağmen, bu terör saldırısı daha hiç bir örgütün üstlenmemiş olması doğrusu manidar geliyor. Bu durum, alışık olmadığımız bir haldir. Zira böylesi büyük saldırıları birden çok örgütün üstlenmesi, onların işine gelir. Ama bu defa kimse üstlenmedi. Galiba bu işte daha farklı planları var. Buranın müdavimlerini bahane edilerek, işin vebali Türkiye'nin üzerine yıkılmak istenecek. Tabi burada Türkiye’yi siyasal anlamda sıkıştırmaya çalışacaklar. Uzak diyarlarda terör üreten bir ülke görüntüsü birilerinin işine yarayacak. Yıllardır teröre binlerce kurban vermiş bir ülkenin böylesi alçak yöntemlerden medet ummayacağı açık aslında…
İkinci olarak da başta Türkiye olmak üzere, diğer İslam ülkelerinin yaptığı insani faaliyetler kesilmeye çalışılacak. Tam da kurban bayramı arifesinde binlerce garibanın sofrasına ulaşacak bir poşet etin gidişine engel olmaya çalışacaklar. Bu faaliyeti yürüten gönüllüler tedirgin edilecek. Misyonerlik faaliyetlerinin önü daha da açılacak.
Burkina Faso gibi ciddi altın madeni yataklarına sahip bir ülkenin zalimlere başkaldıracak seviyede büyümemesi için de iyi bir fırsat. Onlar, ekonomik ve güvenlik anlamında da kontrol altına alınmış olacak.
Bölgeyi tanıyanların akıllarına deli sorular gelecek elbette… Meşhur 11 Eylül saldırısında ikiz kulelere hiçbir Yahudi’nin gitmemesi gibi, oradaki saldırının sonuçlarıyla alakalı ilginç sorular da aklınızı kemirecek. Elbette daha çok can kaybının olmaması bir tesellidir. Bu durum sizin “lakin...” Diye başlayan cümlelerinize engel olamayacak.
Lübnan asıllı güzel bir insan ve iyi bir Müslüman olarak tanıdığımız Ahmet’e, hayatını kaybeden MNG şirketinin görevlisine ve tüm mazlumlara rahmet, kaza kurşunuyla yaralanan Mehmet Mustafa kardeşim başta olmak üzere, diğer yaralılara da şifa diliyorum.
Allah tekrarını göstermesin.