yazar-28
Can Ülkem...
Anadolu’yu vatan yapan şehitlere selamla başlamak istiyorum. Kuzey Irak’ın karlı dağlarında bu toprağa bir gül bahçesine giren gibilere selamla başlamak istiyorum. Sessiz ama derinden din için devlet için can verenlere selamla başlamak istiyorum. Onlara selam olsun.
Anadolu, benim ülkem, vatanım, canım. Ona uzanan her türlü kötü duyguyu bile yok etme azmidir bu ülkeyi ayakta tutan... Şu anda kuzey Irakta çarpışanlara Allah yardımcınız olsun diyorum...
Onlar oralarda çarpışıyor, ölüyor, öldürüyorlar. Ya burada. Bu ülkenin kuruluş mesajı olan TBMM Vakıflar kanununu çıkarıyor. Sırada sivil anayasa var. Diğer tarafta bu ülkeden yana olan gazeteciler sıra ile gözaltına alınıyor, sorgulanıyor. ABD destekli PKK’lı olursan, Pentagon destekli PKK’ya dağdan inmek için yasalar, bu ülke sınırları için yazı yazarsan gözaltılar. Ne garip bir yasa şartıdır. Suça bulaşmamış olmak. Peki, adam neden dağa çıkmış? Dağda neler yapmış? Tek şansı suç işlerken yakalanmamış olan katiller af. Diğer tarafta kendi ülkesini savunmak için emek sarfeden teröristler. Son yıllarda ne garip bir ülke olduk. Çek bir örgüt manşeti, al herkesi içeri.
Batman’da devleti barındırmayanlara bir şey yapamayanlar, gazete yazıları takip ediyor. Kim ne yazmış? Ne kadar muhalif, ne kadar devletten bayraktan yana. Toplumda ABD düşmanlığı had safhada ama bunu yazanlara ceza da hazır. Örgüt suçu. Artık beş altı kişi bir arada yemek yemeye bile korkar olduk. Ya adımız örgüte çıkarsa. Yemekte ne konuştuğumuzu sorarlarsa.
Başbakana gazete ve TV kapatma yetkisi veriliyor. Basından sansürün kalkmasının bilmem kaçıncı yıl kutlamalarında nutuk atanların sesi çıkmıyor. Giderek görünmez bir baskı her kesimi etkisi altına alıyor. Konuşma, yazma, düşünme. Ama neden? Cevap biliniyor ama dillendirilemiyor.
Türkiye’nin her şeyini babalar gibi satıyorlar. Gelen para nerede? Bilinmiyor. Biliyorsunuz özelleştirmeden gelen para borç ödemelerinde kullanılamaz. Peki, nereye gidiyor? O da meçhul. Özelleştirmeden dolayı tüm ekonomi yabancıları eline geçti. Bundan sonra onlara çalışacak faiz ödeyeceğiz. Kimsenin umurunda değil.
Nasıl bir toplum olduk, ya Rabbi. Vurdumduymaz, hazır yiyen, duygusuz ve sorumsuz… Biz bunlara gerçekten layık mıyız?
Artık direnmek yok. Direnme canın yanar. Öcalan’a “liderimiz” diyenlere selam verenlerle, vakıflar yasalarıyla Avrupa’nın her köşeye girmesine zemin hazırlayanlarla bu ülke nereye kadar gidecek? Sessiz bir muhalefet ve Mecliste bile itiraz etmesini beceremeyen milletvekilleriyle.
Gerçekten biz milliyetçi MHP’ye neden oy vermiştik? Kapısından Meclisteki tavırlarını protesto eden emekli subayları kovsun diye mi?
Unuttum gitti...