A.Cenap Kendi
Çanakkale destanı ve beyaz bulutun esrarı
Hakimi mutlak Yüce Mevla, açılan elleri, yapılan duaları geri çevirir mi hiç?
Geçmişini ve geleceğini Kıyamete kadar taşıyacak olan Yüce bir milletin, şanlı ordularının, kumandanlarının, bu ölüm kalım savaşında 270 bin şehit vererek Destanlar yazdığı Çanakkale muharebelerinde savaşın kaderini değiştiren, Cenabı Allah’ın azameti İlahisi ile tecelli eden semavi bir mucizeden bahsedeceğim sizlere…
Yıl 1915. İstilacı devletler Çanakkale boğazında toplanmış, denizden karadan, yerden gökten, ölüm kusarak İSLAMİ MÜBİN, koca bir Türk Devletini medeniyetleri ile birlikte tarihe gömmeye gelmişler.
Vay canına. Koca Şair ne demiş?
“HAKKIDIR HAKK’A TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLAL”
Ey gafil Dünya. Sana sesleniyor derunumdan gelen bu ses… İyi bilmelisin ki, Hakk’ın ve adaletin temsilcisi banim yüce ecdadım, inanç ve iman sahibidir. İşte bu hasleti sayesindedir ki, Yüce Allah, bu milletin daima yanında olmuştur.
Hazreti Muhammed efendimizin kucak açtığı bir mübarekedir. Ey insanlık, gel bu sözün arkasında iyi dur. Dur ve iyi düşün ki kendine gelesin. Çanakkale’de başına gelen hezimetlerden ders al.
Gelelim ayrıntılara. Tarih 10 Ağustos 1915. Çanakkale boğazı bir cehennem. İki tarafta da cesetler. Kan kokusu, yanan vücutlar var. Hem de binlerce.
İstilacı orduların Başkomutanı İngiliz Sir Jan Hamilton korkunç bir yenilgiye uğrayacağını anlamıştır. Son bir çare olarak savaşı kazanmak için bir saldırıya daha umut bağlamıştır.
Tarih 12 Ağustos 1915. Hamilton, Tekke Tepe ve Kavak Tepe’de mevzilenmiş Türk birliklerini sabaha karşı toptan imha etmek üzere hazırlığını tamamlamıştır.
Türk tarafı bu saldırı için hazırlıklıdır. Kat kat üstünlükteki düşman ordularına karşı Allah’a sığınmışlardır. Gece sabaha kadar namazlar kılınır, dualar yapılır, helallaşılır.
Yüce Allah hazır ve nazırdır. Yapılan meşru duaları geri çevirir mi hiç?
Hamilton’un komutasındaki 54.’cü Tümen ilerlemeye başlar. Tümenin içinde İngiliz Kraliyetinin meşhur Norfalk Alayı da var. Tam saldırıya geçileceği sırada kudreti ilahi bir semavi mucize gerçekleşmeye başlar. Ufkun bir tarafında ay parıldamakta diğer tarafında güneş doğmak üzere, ama ufkun diğer bir tarafından somun ekmeği büyüklüğünde bir nur doğmaya başlar. Bu nur süratle genişler, büyür büyür kocaman bir bulut olur ve 54.’cü Tümen’in tam üstüne gelir yavaş yavaş yere iner ve saldırı halindeki askerlerin üstüne konar. Sonra bir çarşaf gibi toparlanarak yerde ne varsa bir şey bırakmamak şartıyla koca Tümeni kucaklayıp havaya kaldırır bir semti meçhule alır götürür gider.
Savaşın kaderi değişmiştir. Bu müthiş olaydan sonra şaşkına dönen Hamilton İngiliz savaş Bakanı Lord Kitcehener’e çektiği telgraf aynen şöyledir.
Türklerde bu iman gücü varken bu savaş kazanılamaz. Her bakımdan üstün olduğumuz halde bir anda beklenmedik tuhaf bir olay olmuştur. Gökten inen bir bulut mevzilerimizde ne varsa aldı götürdü. Hepsi gözden kaybolup gitti. Diyordu…
Bu savaşta buluta girip kaybolan asker sayısı kayıtlara göre bir bakıma 35 bin, bir bakıma 70 bindir. 95 yıldır bu güne kadar Kraliyetçe hiç bir açıklama yapılamamıştır.
İşte Çanakkale Destanı ve ötesi…