Cahit Karaalp
Çankaya devri kapanmıştır
Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile Çankaya devri kapanmıştır
Son günlerde Cumhurbaşkanlığı sarayı tartışılıyor… Mesele saray değil bunu herkes biliyor… Ama adamlar Müslümanlara damardan giriyor… İsraf, lüks, vs. sözleri ile halkı halkların lideri aleyhinde kışkırtıyor… Birde malum paralel yapı var… Son günlerde Ebu Zer’in hayatını anlatan filmden saray ile ilgili bölümü kesip sosyal medyaya servis etmişler… Ama Pensilvanya’daki sarayı hesaba katmamışlar… Anlaşılan deve kuşu gibi kafalarını kuma gömmüşler…
Saray israftır, haramdır, günahtır diye damardan girenlerin bakışını şekillendiren nedir? Kur’an mı yoksa ön yargılar mıdır? Kur’an’da Hz. Süleyman’ın saltanatını, sarayını, sarayında yapılan sanatları okuyoruz… Allah Kur’an’da “sizin için elçilerde örnekler var” diye buyuruyorsa bir lider olarak Erdoğan’ın Hz. Süleyman’ı örnek almasından daha doğal ne olabilir?
Hz. Süleyman sarayında ağırladığı Sebe’ kraliçesine; saltanatının ihtişamını, görkemini, ulaştığı seviyeyi gösteriyorsa Erdoğan’ın bunu yapmasında ne gibi bir yanlışlık söz konusudur? Elbette ki Erdoğan Hz. Süleyman değildir ama onu örnek alma hakkı her zaman için vardır... Hz. Süleyman’ın tahtından, sarayından, sarayda yapılan sanatlardan övgüyle bahseden Kur’an bize saray konusunda net duruş sergilememiz için yeter delil değil mi?
Bu güzel örneğe rağmen yine de saray haramdır, saray yapılmaz vs. diyenler çıkabiliyor… Nereden çıkarıyorsunuz haramlığını? Elinizde nas mı var? Sarayın İsraf olduğunu ve israfın haram olduğunu söyleyeceksiniz… Peki, sarayın israf olduğunun delili ne? Kime ve neye göre israf… İsraf için elinizde ölçüt var mı? Devlet ve fertler harcama konusunda aynı kategoride değerlendirilemez…
Hz. Peygamberin sarayı yoktu ama vahiy kâtibi olan Hz. Muaviye saray yapmıştı ve ebu Hz. Ebu Zer dışında pek karşı çıkan olmamıştı… Hz. Ebu Hureyre gibi sahabelerde Hz. Muaviye’nin valiliğini yapmışlardı ve Saray haramdır dememişlerdi… Hz. Süleyman’ı okuyan sahabeler saraya haram dememişlerdi… Ebu Zer’de sadece ilkesel olarak karşı durmuştu…
Bir devlet halkının derdi ile dertleniyor, halkın sorunlarına deva oluyor, muhtaçlarını kolluyor ve aynı zamanda dünya mazlumlarına ses oluyorsa dış dünyaya geldiği seviyeyi göstermek istemesi Hz. Süleyman örneğinde olduğu gibi doğal karşılanmalıdır… Hiçbir ülke göstermelik saraylarla büyümez… El hak bu doğrudur… Ama hiçbir ülke büyümeden, büyük idealler peşinde koşmadan da ilerleyemez…
Sayın Erdoğan bu yeni Cumhurbaşkanlığı sarayı ile aslında tarihe imza attı ve “Ka’be Arab’ın olsun Çankaya bize yeter” diyen zihniyete; “Çankaya tarih oldu… Kendinize başka bir kıble belirleyin, kıbleniz fesh oldu…” cevabını vermiş oldu.
Allah Kur’an’da helak edilen kavimlerin diyarlarının mesken edilmemesini buyurur… Mustafa Kemal, İnönü, Bayar, Gürsel, Sunay, Korutürk, Evren, Özal, Demirel, Sezer ve Gül Çankaya Köşkünü kullandılar… İyilerini istisna ettiğimizde darbeci, din düşmanı, halk düşmanı, dayatmacı, 28 Şubatçı, batı kuklası Cumhurbaşkanlarının ikamet ettikleri yerde Sayın Cumhurbaşkanı durmak istememiş, geçmişin izlerini görmek istememiş olabilir…
Halkı helaka sürükleyen, ülkeyi gerilim merkezine dönüştüren eski günlerin merkezinde oturmaması Sayın Cumhurbaşkanının en doğal hakkıdır… 28 Şubat kararlarının onandığı bir meskende oturmak istememesi ve alternatif üretmesi bence takdire şayandır…
Zaten Cumhurbaşkanı olduğunda Mustafa Kemal Başkenti değiştirmemiş miydi? Topkapı sarayını kullanmış mıydı? Başka sebepler ileri sürecekler İstanbul düşman işgali altında idi vs. diyecekler… Değil kardeşim değil siz bu savunularla sadece ilkokul çocuklarını kandırabilirsiniz… İşgal bittikten sonra merkezi taşıyabilirdi…
Eğer bugün sorgulanacaksa sarayın odaları, maliyeti değil o sarayda bulunanların o makamları doldurup doldurmadıkları sorgulanmalıdır… Erdoğan’ı saray üzerinden yıpratmak isteyenlere destek olmamalıyız… Saray hayatını kabul etmesek bile yapılan güzellikleri korumak ve daha büyük atılımlar sağlamak adına ön kabullerimizi ve yargılarımızı susturmalıyız…
Bu iktidarın düşmesini ve Müslümanların boğazını sıkmayı bekleyen birçok kişi var… Altı kuru olanlar, derdi olmayanlar, 28 Şubat ve öncelerinden ibret almayanlar sorumsuzca ve fütursuzca konuşabilirler… Ama unutmayın ki yakaladığımız güzellikleri koruyamazsak bir daha asla belimiz doğrulmaz… Yanlışı eleştirirken başka yanlışlar yapmayalım…