Fahri Kubilay
Cehalet dizboyu olmuş…
Kelime manası olarak bilmeyen, iş bilmez, bilgisiz, tecrübesiz anlamlarına gelen ve halk arasında ilim-irfandan haberdar olmayan kimseye cahil , cahilin içinde bulunduğu hâle de “cehalet” denir.
Eskiden İslâm toplumlarında âlimlerden birine kızıldığı zaman ona en büyük ceza olarak onu cahil bir kişi ile hapsederler veya bir arada yaşamaya zorlarlarmış.
Günümüzde ise bizi idare eden okumuş yazmışlarımız bu işi gönüllü olarak kendi isteği ile yapar hale geldiler…
Arap cahiliyesin de Atalar dinine tabi olmak, atalarının kötü geleneklerini yaşam tarzı haline getirip putlara tapmak, içki, kumar, faiz, tefecilik, fuhuş, kızları diri diri toprağa gömmek, asalet ve üstünlük iddiası en belli başlı özelliklerdendi.
Arap cahiliyesi ile 21 yy. modern cahiliyesi arasında fazla da değişen bir şey yok!. İslamiyet’ten önceki cahiliye dönemine ait her türlü kirlilik ve sapıklık maalesef bugünkü modern izdüşümleriyle fazlasıyla devam ettiği görmek o kadarda zor olmasa gerek.
O günkü Cahiliye’ye ait çürümüşlüklere ilaveten bugün “kadına şiddet, aile mefhumunun dinamitlenmesi, iktidar hırsı ile tüm değerlerin ayaklar altına anılması, emanetlerin ehline teslim edilmemesi, basit dünya menfaatleri için dini olmayan değerlerin din gibi insanlara dayatılması, asiller tarafından cahillere yetki verilerek toplumun önüne geçirilmeleri, sosyal medya aracılığı ile yaşanan fesat, uyuşturucu ve zina belaları” gibi adını sayamadığımız cahili davranışlar geleceğimizi topyekûn tehdit eder hale gelmiştir.
İslamiyet, tüm insanlığa sunduğu kadim ahlaki güzellikleri, erdemleri ve huzur bahşeden hayat ilkeleri ile âlemleri aydınlatmaya aday tek din olarak önümüzde durmakta ve teslim olunmayı beklemektedir.
Nasıl ki; Arap cahiliyesi’nin dip çukurunda yaşayan insanlar, Allah Rasûl’ün (sas) muştuladığı vahyî gerçekle buluşarak, tarihin örnek huzur nesli haline gelmişse; modern cahiliye’nin yapay ışıltıları altında yaşayan günümüz insanı da, dünya ve ahiret mutluluğunun tek anahtarı olan İslam’la yeniden buluşarak karanlıklardan aydınlığa çıkacaktır.
Ey iman iddiasında bulunanlar bırakın kendi aranızdaki tefrikayı, toplum uçuruma doğru gidiyor.
Bırakın kim hangi metotla nasıl çalışacaksa çalışın, sokaklara bakın etrafınıza bakın gençlerimize çocuklarımıza bakın. Toplumu modern zamanların cehalet ve sapıklığı almış götürüyor.
Sizler kendi aranızda mezhep, meşrep iktidar, cemaat, tarikat, parti kavgaları ile birbirinizi tekfir ederek ancak şeytanın ekmeğine yağ sürmüş olursunuz.
Cahillerden olmayalım , cahilleri önümüze geçirip onlara sonsuz yetki vererek inananları bölüp parçalamayalım.
Olaylara rabbimizin ve efendimizin bak dediği yerden bakalım ki, rabbimizin rahmeti bizi kuşatsın.
Zerre miktarı iyiliğin, zerre miktarı kötülüğün hesabının sorulacağı hesap günü mutlaka gelecektir .. O gün yüzümüzün aydınlık olmasını istiyorsak kendimize gelelim…
Hazret-i İsa da: "Ben ölüleri dirilttim fakat cahilleri diriltemedim." "Cahil yaşayan ölüdür." Buyurmuştur.
Hazret-i Ali (r.a.): "Faziletli kişiler hakkında haset edilir. Cahiller de ilim sahiplerine düşman kesilirler." buyurmuştur.
"Onlar nefislerinde olanı değiştirmedikçe, Allah bir kavim durumunu değiştirmez." (Rad, 11) İlahi emri gereği nefislerimizdekini değiştirelim ki Allah bize rahmet etsin.