Saffet Yurtsever
ÇİÇEKLER BİLİR
Rus Çarı Deli Petro’nun dediği gibi; bizim muhalefet de yenile yenile yenmesini öğrenecek. Ya da South’un dediği gibi yenilgiyi bir kaybediş değil; iyi bir başlangıç olarak kabul edeceklerdir kim bilir…
Bir Çin atasözünde öyle demiyor mu?
“Başarısızlık, başarıdan daha çok şey öğretir.”
Seçim bitti ve mesaj alındı.
Yenildiğinizi kabullenin ve abuk subuk şeyler yapıp da rezil olmayın.
Milletin özgür iradesinin partilere biçtiği seçim sonucunu görmezden gelen ana muhalefet partisi CHP, iktidarı devirme hayaline ulaşamayınca yeni yeni provakosyonların peşine düştü... Hükümet bir bütün halinde bu kirli oyunun arkasının gelmesinin önünü kesmeye, Türkiye üzerine kurgulanan kumpası bozmaya, bu oyunda başrolü oynayan taşeron Gülen terör örgütünün inine girmeye hazırlanırken bazı CHP’li belediye başkanlarının seçimi kaybetmenin kuyruk acısıyla kendi dönemlerindeki yolsuzlukların belgelerini imha ederken suçüstü yapıldılar. Bununla da kalmayıp sokakları yeniden karıştırma çabasına girdiler...
Oysa kendilerini de tuzağa düşüren bu terör yapısını -hizmet camiasının halisane hizmetkârları müstesna- dağıtmak ve gereken hukukî süreci başlatmak üzere hükümete destek vermeleri gerekirken ne acıdır ki; kendi hırsızlık ve yolsuzluklarını örtbas etmenin telaşına düştüklerini görüyoruz.
Seçim sürecinde Gülen örgütüyle kıydığınız mut’a nikahı düştü. İzdivacınız sona erdi. Artık boş’sunuz, dul’sunuz. Bu milletten özür dilemeniz gerekirken ülke üzerine oynanacak yeni senaryolarda rol kapma yarışına girmeyin.
Barış sürecini sabote etmeye, kardeş kanı dökmeye; ülkenin emeğini ve alın terini iç etmeye yönelik komplolarda görmek istemiyor bu millet sizi.
Bunun adı vatana ihanettir.
Yanılgı insanlar içindir; ancak sizin silgileriniz kalemlerinizden önce bitiyor. Dikkat edin fazlaca yanlış yapıyorsunuz ve bu da bu milletin gözünden kaçmıyor. Bunu anlayın artık...
Neyzen Tevfik zamanın CHP’si için şöyle der bir şiirinde:
“Ne ceket kaldı, ne metelik cebinde ceketin!
Kurtaracağız diye geldiler, içine sıçtılar memleketin!”
Bir Alman atasözü; “Şeytanla sofraya oturanın kaşığı uzun olmalı” der.
Siz bu milletin bağımsızlığına kastettiniz. Yine bir Amkerikan Atasözünde olduğu gibi; “Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz; ama ormanı maymunun içinden çıkaramazsınız.”
Siz bu milleti köklerinden ayıramazsınız, değerlerini yok edemezsiniz, bu milletin özgür iradesini belki ipotek altına alabilirsiniz ama asla yok edemezsiniz.
Henri Frederic Amiel’in dediği gibi; “Kurnazlık her işe yarar; ama hiçbir iş için yeterli değildir.” Şu global iletişim dünyasında artık yalancının mumu yatsıya kadar da yanmıyor. Minare çuvala sığmıyor. Güneş balçıkla sıvanmıyor. Herkes kendi kuyusunu kazıyor.
Nihal Atsız şöyle der:
“Fahişeler vardır, nâmustan bahseder.
Kanaatini ve kalemini satmışlar vardır, vicdandan dem vurur.
Vurguncular vardır, ağızlarından fazilet sözü düşmez.
Çifte pasaportlular vardır, vatan diye haykırır.
Palikaryalar vardır, kahramanlık iddia eder.
Bazı iyi niyet sahipleri de bunların hepsine inanır.
Gel de bunların arasında huzur içinde yaşa!...”
Yaşamak zorundayız, katlanmak zorundayız; İyiliği/güzelliği/namuslu ve dürüst olmayı öğrenmek ve öğretmek zorundayız. Çünkü biz kendimizi düzeltmeden bütün bir ülkenin düzelmesini bekleyemeyiz.
Şimdi seçilmişlerin yapacağı iş; bir Arap atasözünde denildiği gibi; “Yol boyunca sana havlayan her köpeğe cevap verirsen menzile ulaşamazsın.”
Bırak ite köpeğe dalanmayı da çalıyı dolanmaya bakmalıyız. Kaybedecek zamanımız yok. 2023 hedeflerine kilitlenip menzile ulaşmak zorundayız...
Âkif’in dediği gibi; “Tükürün milleti alçakça vuran darbelere, tükürün onlara alkış tutan kahpelere...”
Charlie Chaplin; “Zaman en iyi yazardır, her zaman mükemmel sonu yazar.” diyor.
Tekerrür eden tarih olmamalı, hatalar/yanlışlar olmalı. Ve yapılan hatalardan dersler çıkarılmalı, gerekli önlemler alınmalı. Aynı delikten bir daha asla sokulmamalı.
Arif Nihad Asya şöyle der:
“Kendi halkının menfaatlerini savunmaktan aciz olanlara dikkat ediniz. Işığı önüne al ve yürü! Gölgen arkandan ister gelsin, ister gelmesin!...”
Yeni seçilen belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine milletin emanetlerine sahip çıkmaları, helal-haram hudutları çerçevesinde iyiliği emretmek ve kötülüklerden sakındırmak bilinci içerisinde kul hakkına azami riayet etmeleri temennisiyle başarılar diliyorum.
Zira vazoyla saksının farkını en iyi çiçekler bilir...
Allah(cc)’a emanet olunuz.