Cahit Karaalp
Demokratik sistemde oy kullanmanın hükmü
Yöneticilerin oylarla seçildiği bir ülkede oy vermemek Demokratik sisteme dâhil olmamak değil aksine Demokratik sistemi kullanmaya çalışan şeytanları desteklemek anlamına gelir… Bu ülke siz oy verseniz de vermeseniz de birileri tarafından yönetilecek…
Sükûtunuz, çekimserliğiniz, sandığa gitmemeniz devleti yönetmek isteyen kötülerin işine yarıyor, iyilerin işini zorlaştırıyor… Bunun için seçimlerde oy kullanmak kullanmamaktan evladır… Unutmayın, AK Partiye verilmeyen her bir oy CHP, MHP ve HDP’ye verilmiş demektir…
“ Ben oy kullanmam, yöneticilerin hatalarına ortak olmam” diyenlerin iki seçeneği var… Ya bu küfür diye nitelendirdikleri sistemi külliyyen terk ederler ya da bu sistemi ve imkânlarını kullanmayı bildikleri gibi oy kullanmayı da bilecekler…
Adam hem bu sistemde öğretmen, memur, imam vs. olacak, siyasilerin çizdiği sistemde görevini yapacak hem de “ben bu sistemde oy kullanmam” diyecek olur şey mi? Adama demezler mi; “sen bu göreve başlarken Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına uyacağına dair anlaşma yapmadın mı?” Bu ne çelişki?
Devlet kademelerinde çalışmayan, ticaret ile geçinen, serbest iş yapan “oy vermem, küfür sistemini desteklemem” diyen kardeşlerim; sizin ticaretinizin, serbest işinizin kaçta kaçı sistemden bağımsız? Ekmeğin dahi vergisi varken, yediğiniz ekmeğin dahi vergisini devlete verirken, verginiz ile demokratik sistemi güçlendirirken siz hala nasıl sisteme dâhil olmayacağınız söyleyebiliyorsunuz? Siz sistemin içinde, göbeğindesiniz…
Adamlar ülke sınırları içinde vatandaşlıktan doğan her hakkı kullanacak, devlete vergi verecek, devletin sosyal güvencelerinden yararlanacak ama seçimlerde oy kullanmamak için bin dereden su getirecek, haram vs. diyecekler olur şey mi? Adama demezler mi; “tamam kardeşim oy atmak haram, günahta; senin bu sistemin kanunlarında yaşam sürmene, bu sistemin olanaklarını kullanmana ne denir? Yapmayın be kardeşim biraz daha düşünün…
“Ben demokratik küfür sistemini benimsemem” diyebilirsiniz ben de demokrasi denen şeytani sistemi beğenmiyor ve kabul etmiyorum… Ama sonuçta bu sistemde yaşıyorum, istesem de istemesem de bu sistemin bir parçasıyım… O zaman sistemi kendi lehimize çevirmekten, düşüncemize, imanımıza hizmetçi kılmaya çalışmamızdan başka bir yolumuz yok…
Sarayda olmak, demokratik sistemde yönetici ya da yönetilen olmak sistemi kabul etmek, onaylamak değil başka bir alternatif çıkana ya da alternatif üretene kadar sistemi kullanmak demektir…
Ashabı Kehf’in mağaraya kaçıncaya kadar küfür sarayında yönetim makamında bulunmaları, Hz. Musa’ya iman eden şahsın Firavun sarayında üst makamlarda yaşam sürmesi, Hz. Yusuf’un kâfir kral tarafından yönetilen Mısır’ın ekonomisinin başında hüküm sürmesi bizlere demokratik sistemin geçici bir süreliğine kullanılabilirliğini göstermektedir…
Hz. Ammar’ın korkusundan dolayı kalbi imanla dolu olduğu halde dili ile inkârının Allah tarafından küfür sayılmaması da Demokratik sistemin insanlığın lehine kullanılabileceğini gösteren yeter delillerden biridir…
Oyunuz bu ülkenin, ümmetin geleceğinde söz sahibi olacaksa sizin oy kullanmamanız takva değil şakvadır… Yaptığınız cihat değil günahtır… Siz birey olarak bu sistemi değiştiremiyor, islami sistemi hâkim kılamıyorsanız ki yıllarca bu denendi başarı elde edilemedi…
O halde bu sistemi lehimizde kullanan, çalışmalarımızın önünü açan, imanlı bir nesil yetiştirelim diye devletin tüm olanaklarını Müslümanların ayağına getiren, Kemalist zihniyeti durduran, devleti tüm kademeleri ile Müslümanların hizmetine sunan, dış güçlerin hedefi haline gelen, ümmeti sahiplenen AK Partiyi ve Sayın Erdoğan’ı desteklemek boynumuzun borcudur, görevimizdir…
Cihad sadece silahla, kalemle yapılmaz… 1 Kasımda sandık başına giderek cihad yapabilirsiniz… Her bir oy İsrail’e, ABD’ye, Suriye’nin katili Esed’e, Mısır’ın firavunu Sisi’ye, Rusya’ya, Almanya’ya, İngiltere’ye, Paralele, Doğan Medyasına, Ulusalcılara, PKK’ya ve daha birçok islam ve insanlık düşmanı devletlere ve güçlere sıkılmış birer kurşundur…
Unutmayın, oy kullanmak günah değil cihattır…