Prof. Dr. Ali Akpınar
Dinin anlaşılmasında Kur’ân-sünnet bütünlüğü
İkiyüze yakın hadis hocasının katıldığı sempozyum vesilesiyle Cuma akşamı (10.05.2013) şehirde bu başlıkta bir panel gerçekleştirdik. Panelde konuşulanlar özetle şunlardı:
Kur’ân-ı Kerim’de onlarca ayet Peygamberimizden ve Ona itaatten bahseder. Bu ayetleri üç başlıkta toplamamız mümkündür:
Hz. Peygambere itaatin önemini vurgulayan ayetler:
And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Rasulullah en güzel örnektir. (33 Ahzab 21)
Ey inananlar! Allah ve Peygamber, sizi, hayat verecek şeye çağırdığı zaman icabet edin. (8 Enfâl 24)
Peygamber'e itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur.(4 Nisa 80)
Hayır; Rabbine and olsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar. (4 Nisa 65)
· Hz. Peygambere itaatin keyfiyetini beyan eden ayetler:
Allah'ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder. (3 Âlu Imran 31)
De ki: Allah'a itaat edin; Peygambere itaat edin… Eğer O'na itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz… (24 Nur 54)
Aralarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve peygambere çağrıldıkları vakit: İşittik, itaat ettik, demek, ancak müminlerin sözüdür, işte saadete erenler onlardır. (24 Nur 51)
· Hz. Peygambere muhalefetin dünya ve ahretteki kayıplarını bildiren ayetler:
Allah ve Peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Peygamber'e bas kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur. (33 Ahzab 36)
Doğru yol kendisine apaçık belli olduktan sonra, Peygamberden ayrılıp, inananların yolundan başkasına uyan kimseyi, döndüğü yöne döndürür ve onu cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir dönüş yeridir. (4 Nisa 115)
Peygamberin çağrısını, kendi aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. Allah, içinizden sıvışıp gidenleri şüphesiz bilir. O'nun buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar. (24 Nur 63)
Ayetlerden de anlaşılacağı üzere Peygambere itaat etmek, onu dinlemek ve onun emirlerine uymak Yüce Allah’ın emridir. Bu ilahî emir evrenseldir, yani Peygamberimiz hayatta iken yaşayanları bağladığı gibi, ondan sonra gelecek olan müminleri de bağlar. Peygambere itaat, yalnızca peygamberimizin getirdiği Kur’ân ayetleri değildir. Kur’ân ayetlerinin açıklaması babından olan Sünnet de uyulması gereken hükümleri içerir. Zira Peygamber, Yüce Allah ile irtibatlı konuşan, hevasından asla konuşmayan, konuştukları vahiy bağlantılı olan kimsedir. Peygamberin uygulamaları ve açıklamaları, Kura’nın pratiğe dökülmüş halidir. Yüce Allah, bugün bizlere de O’na itaati emrediyorsa, Peygamberin sünnetinin de sahih bir şekilde bizlere ulaşmış olması gerekir. Aksi takdirde bu ayetler tarihsel olur ve yalnızca peygamber dönemini yaşayanları bağlar. Sünnet içerisine uydurma rivayetler sokulmaya çalışılmışsa da gayretli ilim adamları sayesinde bu tehlike büyük ölçüde bertaraf edilmiştir.
Ayetler doğru bir peygamber anlayışını bize söylemekte ve peygamber karşısındaki duruşumuzu tespit etmektedir. Buna göre Müslüman, Peygamberi Allah’ın elçisi bir insan olarak görür, O’na o şekilde inanır ve O’nu izler.
Hz. Peygamberin uygulama ve sözleri, Muhammedî yol haritası demek olan Sünnetin de fıkhen farzları, vacipleri, sünnetleri, müstehabları/nafli alanları vardır. Sözgelimi dürüstlük, temizlik, çalışkanlık, üretkenlik, namusluluk O’nun sünnetinin farz olan kısımlarıdır. Sünnet uyulmak, uygulanmak ve yaşanmak içindir. Hz. Peygambere inanan her mümin, bu geniş anlamıyla O’nun sünnetini yaşamak ve yaşatmakla yükümlüdür. Bu, O’na imanın gereği, ümmetlik borcudur.