Dizilerin yaygın olması...

Dizilerin yaygın olması; saygın olmayı gerektirir mi?

90 yıldır bu milletin değerlerine savaş açmış bir projenin ürünü olan, ütopik ve şeytani bir senaryo bombardımanı yaşıyoruz.

Tabi ki bu senaryolar, şimdiye kadar belirli bir merkezden yönetilen ve bu millete zorla dayatılmaya çalışılan yaşam konularla dolu.

Ahlaksızlığı, aile yapısını, gelenekleri, milli ve manevi değerleri, insanın fıtratında olan iyiliği erdemi, bin yıldır bu milleti birlik ve beraberlik içinde tutan tüm güzel hasletleri yok etmeye yönelik bu sinsi planın bir parçası olan bu senaryo, iletişim araçlarında uygulanmaya koyuluyor…

Başbakan’ın, tarihin seyrini değiştiren, Büyük Osmanlı Padişahı’nın hayatını anlatan diziye  tepkisi  yüksek perden oldu. Şimdiye kadar devam eden bu rezilliğe gösterilmiş haklı bir haykırıştır o.

Sözüm ona, sanatı sadece “yatak odası” olarak görenlerin bu haykırışa verdikleri cevap da çok manidar:

“Bu diziler reytingin rekorları kırıyor...”

Bir şeyin, yaygın olması başka, saygın olması bir başka şeydir.

Seydişehir haber Sitesinden bir trafik kazası haberi giriyoruz, binlerce kişi okuyor... Yaşamdan bir haber giriyoruz aynı şekilde tıklanma rekorları kırılmıyor. Bu durum; çok tıklanan haberin iyi bir haber olduğunun göstergesi midir?

Başbakanın bu dizi hakkındaki çıkışına, güya  sanatseverlik adına tepki verenlere bakıyorum da; gülesim geliyor... Ne oldu beyler? Kuyruğunuza mı basıldı ki acı acı çığlık atıyorsunuz? “Sanat, “kisvesi altında bu millete zorla dayattığınız; dizileriniz, filmleriniz bu millet tarafından izlense de söverek, izlendiğini bilin artık.   

Tüm milli ve manevi değerleri hiçe sayarak, âdete toplumun yaşam tarzı ile alay eden; şiddet, gözyaşı ve her türlü sapık ilişkiyi aleni şekilde ortaya döken diziler; topluma ihanet eden, evlilik dışı ilişkiler kuran, yuva dağıtan, temel değerleri hiçe sayan, dayak yiyen, zulme uğrayan, taciz edilen daha da ötesi dakikalarca tecavüze uğratılan, aşağılanan bir zavallı, acınası bir  kadın tipi  midir sizin reyting alan “sanat eserleriniz?”

Toplum değerleriyle bağdaşmayan aldatma ve ihanet anlayışı üzerine kurulan bu programlar doğru modeller yerine sürekli kötü karakterleri örnek göstermesi, psikolojik problemlerin artmasına neden olan dizilerdir.

En basit tabiri ile yengesi ya da baldızıyla yasak ilişkiye girenlerin eylemlerini; “seviyeli birliktelik”, nikâhsız yaşayanları “kahraman” olarak gösteren bu dizilere zaman ayırıp seyredenlere de denecek söz var elbette ama burada susmak daha iyi.

Bir şeye kötü demekle onun kötülüğüne engel olmuş olmuyorsun, mutlaka ve mutlaka iyisini üreterek doğruları göstermiş olursun. Bu nedenle tez elden bu dizilere alternatif diziler mutlaka üretilmeli… Hem de kaliteli başyapıtlar olarak, Tarihimiz yeni nesillerimize doğru bir şekilde anlatılmalıdır.

Bizim olan kahramanlarımız, bizim tarihimize şan ve can veren, üç kıtada yürekleri fethederek, gittiği her yerde iz bırakan, medeniyet bırakan önderlerimiz hepsi de övülmeye, örnek alınmaya değer kişilerdir. Onların hayatını yeni nesillere anlatmak bizim görevimiz, geç kalınmış bir çalışmada olsa tez elden bu çalışmalar başlatılmalıdır.

Yapılsın ki; milletimiz neyin doğru neyin yanlış olduğunu görsün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum