Salih Sedat Ersöz
Dünü mü temsil ediyoruz, yarını mı?...
Dün ve yarın… İkisi arasında sıkışıp kalmışız. Birbirine tamamen zıt iki zihniyet arasında kala kalmışız.
Dün, yani yılbaşı gecesi adı altında yapılan rezaletler, harama uzanan eller ve beller ile işlenen her türlü manevi cinayetler…
Yarın, yani kainatın efendisinin dünyayı şereflendirdiği gecenin yıldönümü olan Mevlid Kandilinde Allah’a açılacak eller, Yüce Yaratıcıya yapılacak münacaat ve niyazlar ile dökülecek pişmanlık gözyaşları…
Toplum olarak hangisini temsil ediyoruz? Hangi saftayız?
Yılbaşı gelmeden günler önceden başladı hazırlıklar… Yılbaşını nerede geçirelim arayışları, çam süslemeleri, noeli çılgınlıkla kutlama çağrıları, hindi pişirme seansları ve de o gece Allah’a isyanda zirve yapan güya Müslüman bir toplum…
Bir yandan, bu yazıyı okuduğunuz saatlerde, tüketilen içkilerin etkisi ile kendinden geçmiş, uyuşturucu partilerinde beyinleri uyuşmuş, eğlence adı altında yapılan insanlıktan uzak çılgınlıkların tesirini üzerinde taşıyan ve her türlü gayri meşru davranışı işlemekte hiçbir sakınca görmeyen Müslüman ana babaların evlatları…
Diğer yandan, yarın sabahtan itibaren başlayacak olan Mevlid Kandili kutlamaları, gecesinde yapılacak olan ibadetler, zikir meclisleri, camileri hınca hınç dolduran insanlar, günahlarının ağırlığını hafifletmek için Allah’a uzanacak eller ve rahmet yağmurlarının sağanak halinde üzerlerine yağması için gözyaşları içinde kâinatın sahibine yönelen gönüller…
Hatta dün aynı gece içinde Mekke’nin fethi programına koşan baba ve o babanın yılbaşı kutlama çılgınlıklarına ve rezaletine alet olan evladı…
Bir yanda hayırda yarışan binler, diğer yanda şerre ortak olan on binler…
Biz hangisiyiz, toplum olarak hayrı mı temsil ediyoruz yoksa şerri mi? Hayra mı koşuyoruz, şerre mi?
Güzellikte mi yarışıyoruz, çirkinlikte mi?
Gül mü suluyoruz, diken mi?
Toplumumuzda hâkim olan iyilikler, helaller ve meşru davranışlar mı yoksa haramlar, isyanlar ve her türlü gayri meşru icraat mı?
Noel zihniyetini mi temsil ediyoruz, Hz. Muhammed a.s. düşüncesini mi?
Bizi batışa sürükleyen Batı zihniyetini mi taklit ediyoruz, iki cihanda saadete erdirecek olan Efendimizin getirdiği yüce anlayışı mı yaşamaya çalışıyoruz? Biz hangisiyiz?
Rahmet Peygamberinin öğretileri, tavsiyeleri ve O’nun getirdiği saadet nizamı mı hâkim toplumumuzda yoksa helak edilen Ad kavminin, Semud kavminin ve Lut kavminin işlediği filler mi?
Bunları düşünelim ve tek bir şey yapalım, tek bir şey… Evlatlarımıza sahip çıkalım. Sahip çıkalım ki, bizi dünle yarın arasında sıkışıp kalan bir toplum olmaktan çıkaracak hayra motor, şerre fren olan nesiller yetişsin…
2015 yılının tüm insanlığa hayırlar, güzellikler getirmesini, İslâm âlemine huzurlar getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyor, Mevlid Kandilinizi tebrik ediyorum. Sağlıklı ve mutlu kalınız efendim.
NOT: Kanal 42 TV’de yayınlanan HASBİHAL programımda, 4 Ocak Pazar günü saat 11.00’de Yozgat Müftüsü Ahmet Poçanoğlu hocamız konuğum olacaktır. Ayrıca geçen hafta M. Ali Köseoğlu kardeşimle yaptığımız Hasbihal, 3 Ocak Cumartesi günü saat 11.00’de tekrar yayınlanacaktır. Dualarınızla birlikte sizi de bekliyoruz efendim.