Dünyada benzeri yok: Beypazarı'ndaki müze binlerce turist ağırladı
Beypazarı ilçesinde kurulan ve dünyanın ilk Gaz Lambası Müzesi olan merkez, binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor. Müzede, koleksiyoner Süreyya Özkan'ın bağışlarıyla toplam bin 400 parça gaz lambası sergileniyor.
Ankara'nın Beypazarı ilçesinde yer alan Gaz Lambası Müzesi, kurulduğu günden itibaren binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Dünyanın ilk Gaz Lambası Müzesi olma özelliğini taşıyan merkez, dört ay önce kuruldu ve bin 400 parçadan oluşan eşsiz bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Bu koleksiyon, koleksiyoner Süreyya Özkan'ın bağışlarıyla zenginleşiyor ve Avrupa ile Amerika'da kullanılan gaz lambalarını içeriyor.
Müze, ziyaretçilerini geçmişlerine nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. Bir zamanlar evlerinde kullandıkları gaz lambaları karşısında duygusal anlar yaşayan ziyaretçiler, çocukluklarına dair anılarını tazelemiş oluyorlar. Girişlerin ücretsiz olduğu müzede, sadece gaz lambaları değil, aynı zamanda ayı, tilki, leylek, akbaba, kartal, porsuk ve geyik gibi yaban hayvanlarının figürleri de bulunuyor.
Müze görevlisi Birsen Çoşar, her gün Beypazarı'na özgü kıyafetlerle merkeze gelen turistleri karşılıyor. Çoşar, koleksiyonun benzersizliğine dikkat çekerek, "1400 tane gaz lambası var. İlk lambadan son lambaya kadar dünyada tek. Avrupa ile Amerika'dan dünyanın dört bir bucağından toplamış buraya bağış yaptı Süreyya Özkan Bey. Daha ilk lambalardan 'idari gaz lambası' var burada" diyor.
Ziyaretçiler arasında yer alan Arzu Kaymakoğlu, Antalya'dan uzun bir yolculuk yaparak müzeyi ziyaret ettiğini belirtiyor. "Burada böyle bir yer olduğunu öğrenince görmek istedim" diyen Kaymakoğlu, geçmişe dair hatıralarını canlandıran gaz lambalarını görmekten memnuniyet duyduğunu ifade ediyor.
Gaz Lambası Müzesi aynı zamanda Beypazarı'na özgü özel günlerde giyilen "bindallı" kıyafetlerin de tanıtımına ev sahipliği yapıyor. Müze, doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü ekiplerinin bulduğu ölü hayvanların içlerinin doldurulmasıyla da ilginç bir özelliğe sahip. Bu şekilde, doğadaki ölü hayvanların içleri doldurularak müzeye bağışlanmasıyla, doğal yaşamın bir parçası olan hayvanlar ziyaretçilere sunuluyor.
Kaynak: