Eğitim ve öğretime tatlı başlamak

Bugün okullar açıldı. Öğrencilerin bir kısmı okullarına ilk defa “merhaba” diyecek. Onlar açısından bu, biraz heyecan biraz da “korku” demek. Çünkü gittikleri okulda yaşça en küçük öğrenciler onlar olacak. Ağabeylerin ablaların onlara nasıl davranacağı konusunda endişeleri var. Bu endişelerinin önemli bir kısmının doğru olmadığını kavramaları için muhtemelen bir dönem geçecek. Peki, okulların idarecileri ve öğretmenleri bu endişeyi ilk günden en aza indirebilir ve hatta bitirebilirler mi? Neden olmasın, öğrenciler çömez sendromu yaşamak zorunda değiller ki!

Ramazan Bayramı’nın tadı hala damağımızda. Okul idarecileri, öğretmenler ve öğrenciler işbirliği yaparak bugün ilköğretim okullarının 1. sınıfına liselerin de 9. sınıfına kayıt olmuş öğrencilere çikolata ikramında bulunabilirler. Ancak en iyisi, yeni öğrencilerin bu ikramı ilköğretim 2. sınıf ve lise 10. sınıflardaki ağabeylerinin ve ablalarının ellerinden almaları. Bu sayede yeni öğrenciler “Öyle bir yere geldik ki, endişe edecek bir şey yokmuş. Bizden büyükler bizi tatlı bir şekilde karşıladılar, hoş geldiniz dediler, iyi bir yıl geçirmemizi dileğinde bulundular. Yardımca ihtiyacımız olduğunda bizim için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler.” diyerek endişeli ruh halinden uzaklaşıp, okullarına kısa sürede alışırlar. Onların tedirginlik yaşamaması hem onları hem okul idarecilerini ve öğretmenlerini hem de velilerini rahatlatır. Huzur elimizde!

Yine öğretmen sendikalarının işyeri temsilcileri de sendika farklılığını dikkate almaksızın bu tür bir ikramı iş arkadaşlarına yaparlarsa bundan daha tatlı bir eğitim öğretim yılı başlangıcı olmaz herhalde.

***

QWX

TBMM’de temsil edilen bir partinin Grup Başkanvekili (Kendi adına düzenlenmiş web sitesi’nden öğrendiğimiz kadarıyla, Amerikan Pennsylvania Üniversitesi’nde Wharton School doktora programına katılmış.) yaklaşık bir hafta önce, alfabeye Q, X ve W harflerinin eklenmesi tartışmaları konusundaki görüşlerini şöyle ifade etti: "Bu, Türkçeye ihanettir. Bu, doğrudan doğruya Türkçeyi bozma girişimidir. PKK'nın isteklerine göre alfabemizi değiştirmeyi bir açılım olarak gösteren AKP'nin ve Sayın Başbakan'ın bölücü zihniyetle nasıl bir mutabakat arayışı içerisinde olduğunu göstermesi bakımından ilginç bir örnektir. Q, X, W ile hangi anlatamadığınız derdinizi anlatmak istiyorsunuz? Bu, siyasi amaçla bu milletin dilini bozmaktır. Bu, devlet eliyle Kürtçeyi eğitim diline sokma çabasıdır. Bu, demokratik değil, bölücü bir açılımdır." İçişleri Bakanı Beşir Atalay bu üç harfin alfabeye ekleneceği iddiasının bir senaryodan ibaret olduğunu açıkladı ama biz yine de yukarıdaki beyanatın sahibi Başkanvekiline soralım:

-Arızalı klavyeniz yerine yenisini almak için bilgisayar malzemeleri satan bir dükkana ya da mağazaya girdiğinizde size “Q klavye mi F klavye mi?” diye sorulursa bu bölücülük müdür?

-Bilgisayar klavyenizden bu üç harfi sökmeyi düşünür müsünüz, düşünmezseniz düşüneni “vatansever” olarak görür müsünüz?

-Yirmi dokuz harfli alfabe otuz iki olsa ne olur kırk olsa ne olur? Fazla harf göz çıkarır mı?

-İnternete gireceğimiz zaman web (veb mi demeliydim?) adreslerini yazarken www harflerini tıkladığımızda  Türkçe’yi bozmuş olur muyuz?

-Bu üç harfi almadan Latin alfabesini kullanmakla Türkçeyi korumuş olur muyuz?

-Devlet dairesine başvururken ya da sınavlara girerken doldurmamız gereken belgede mevcut “Uygun seçeneğe X işareti koyunuz.” talimatına uyarsak birlik ve beraberliğimize halel gelir mi?

-Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkler “Alfabe asla değiştirilemez bu bölücülüktür.” deselerdi, Latin alfabesine geçiş mümkün olur muydu?

-9 ağustos 1928’de, Arap harfleri terk edilip Yeni Türk Harfleri Kanunu’nun TBMM’de kabul edilmesi ve Latin harflerine geçilmesiyle (Demek ki kanuna göre, Türk harfleri diye bir şey de söz konusu değilmiş!) K harfinin kalını ve incesinin muhafazası yerine tek K ile yetinilmesi kendimizi ifade etmemizde hayrımıza mı oldu? Bu problemi halletmede Q harfinin bir rolü olacaksa o harfi kullanmamızda ne mahzur olabilir?