M. Mustafa Özdemir
Ekmeleddin Bey’e sağlık, afiyet, esenlikler dilerim
“Çatı Aday” sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun davetine katıldık.
Dedeman’ın büyük salonu tamamen masalarla donatılmıştı.
MHP ve CHP’liler doğal bir bölünme yaşamışlardı salonda.
Genelde ayrı ayrı masalarda oturuyorlardı. Sonradan gelenlere yer kalmadı.
Bizim oturduğumuz masa gibi, çok az da olsa beraber oturulan masalar da vardı.
Partililer oldukça heyecanlıydı. Çok iddialılar İhsanoğlu’nun kazanacağı konusunda.
İhsanoğlu, sağ kolunda yaver gibi çalışan Mustafa Sarıgül etrafında Faruk Bal ve diğer milletvekilleri ve partililerle “Cumhurbaşkanımız İhsanoğlu” sloganlarıyla, alkışlar arasında girdi salona.
AKTİSAD Başkanı Soner Cesur, İhsanoğlu’nun masasında yer bulmuş kendine.
Bu da “Çatı”nın bir ucunun da Pensilvanya’ya dayandığının açık bir göstergesiydi herhalde.
***
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı açıklandığında CHP gibi yıllarca bu halkın dini inançlarıyla, başörtüsüyle savaşmış bir partinin, “Türkiye’de ancak muhafazakar kimlikli bir ismin, en azından inançlarla ilgili problemi olmayan bir isim Cumhurbaşkanı seçilebilir” noktasına gelmesinin, olumlu bir gelişme olarak gördüğümü dile getirmiştim. Çatı adayda memleket adına olumlu bir şey daha gördüm.
CHP, MHP ve diğer partilerin bir araya gelmesi uzlaşı kültürü adına önemliydi.
Hakikaten dünya görüşü ve yaşam biçimleri farklı iki partin mensuplarının aynı salonda buluşmaları, uzlaşma kültürü adına güzel bir tabloydu.
AKP ve BDP (yaklaşık yüzde 60) dışındakilerin uzlaşısı…
Azınlığın uzlaşısı…
Olsun o da bir şey, o da güzel…
***
Ekmeleddin İhsanoğlu gördüğüm kadarıyla; beyefendi, naif, kibar bir insan…
Belki iyi bir akademisyendir ama;
Siyaset adına söyleyeceği, bu ülkeye katacağı bir şey yok!
Konuşması Demirelvari eski Türkiye siyasetçileri gibiydi.
Barış.. kardeşlik… huzur… birlik… beraberlik…
Yuvarlak, içi boş, slogandan öteye gitmeyecek laflar...
Bunları söylemeyen siyasetçiyi döverler zaten!
Köyden, ilkokul mezunu, hiç siyasetle ilgisi olmayan bir vatandaşı da getirseniz hadi siyaset konuş deseniz o da böyle konuşurdu.
İhsanoğlu, başlamadan bitti benim için.
Süleyman Demirel tarzı siyasetçilerin devri kapanalı çok oldu bu ülkede.
***
Ne huzuru?
Ne birliği?
Türkiye’nin birliği mi bozulmuş?
Türkiye, Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar zengin ve müreffeh değil mi?
Türkiye, Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı atılım ve büyüme içerisinde değil mi?
Türkiye, Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar ekonomik ve siyasi istikrarı yakalamış değil mi?
Türkiye’de azınlıklar, etnik gruplar, Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar geniş haklara sahip değil mi?
Bu ülkede yıllar sonra 2 yıldır şehit cenazesi gelmez olmadı mı?
Türkiye’de Menderes ve Özal’dan bu yana siyasal anlamda en büyük birliği yakalamadı mı?
Türkiye’den haberi olmayan bir insan, Türkiye’yi yönetmeye aday olmuş.
***
İhsanoğlu konuşurken zaten başbakan Erdoğan’ın ülkeyi nereden nereye getirdiğin ikrar ediverdi.
Cumhurbaşkanlığının olması gereken özelliklerini sayarken isim vermeden, “Ahmet Necdet Sezer’in, Bülent Ecevit’e fırlattığı olaya ve devamında yaşanan ekonomik krize” dikkat çekti.
İşte “Cumhurbaşkanlığı makamı böyle bir makam olmamalı” türünden şeyler söyledi.
“Türkiye AK Parti döneminde o günlerden bugünlere geldi” deyiverdi de bunu kendisi de fark etmedi İhsanoğlu…
***
Keşke vizyon, proje sahibi, entelektüel birisi çıksaydı Erdoğan’ın karşısına…
Bizim Muhalefet böyle aday çıkarabilir miydi? O da ayrı bir soru…
Kelin ilacı olsa başına sürermiş.
“İhsanoğlu’nun Erdoğan karşısında şansı ne?” diye soracak olursanız, bu sorunun cevabını Erdoğan henüz adaylığını açıklamadan dile getirmiştim bu köşeden.
Bir güncelleme yap derseniz;
Ekmeleddin Bey’e, torunlarıyla geçireceği emeklilik günlerinde, sağlık, afiyet ve esenlikler dilerim.
***
GAZZE…
Söylenecek her şey söylendi.
İnsanlığın bittiği, vicdanın bittiği sözün bittiği yerdeyiz…
Türkiye’den başka; isyan eden, haykıran başka İslam devleti yok gibi…
Allah, Müslümanlara feraset ve merhamet versin…
Guya katliamı protesto ederken İsrail’in adını ağzını alamayan, “Zalim, Kati, Terörist” diyemeyen hocaların, alimlerin şerrinden de Allah bizleri korusun…