Kasım Çakır
EKONOMİK KRİZ VE KORONA
Ülkede 2020 Mart ayından bu yana muhalefet, bazı ekonomistler, yazarlar, Youtuberler krizle yatıp, krizle kalkıyorlar.
Toplumlarda ve ülkelerde, zamana bağlı durum grafikleri hiçbir zaman düz çizgisel olmamıştır. Kalp grafiğimizdeki gibi iniş ve çıkışlar şeklinde olmuştur.
Grafikteki bu yükseliş ve inişleri belirleyen, oluşturan sadece insan etkisi değildir. Başta Nizam Sahibi olmak üzere, toplum, iktidar, devlet etkisiyle oluşmaktadır.
Toplumların, devletlerin tarihinde olağanüstü beklenmedik olaylar yaşanmıştır. Doğal afetler, yangın, salgın hastalıklar, savaşlar olağan üstü, aniden gelen, yaşanılan durumlardır. Tarihte bazen bu gibi durumlar toplumun, devletin, iktidarların boyunu aşmıştır.
Son yüzyılda Dünya onlarca olağanüstü durumlara maruz kalmıştır. Bunlardan bazılar:
-1918'den itibaren "İspanyol nezlesi", son yıllarda kuş gribi salgını, "İspanyol gribi" olarak anılıyor. H2N2 virüsünün yol açtığı 1957-1958'deki Asya gribi 4 milyon, 1968-1969'daki Hong Gong virüsü ile 2 milyon kadar kişinin ölümüne neden oldu.
-1957 yılında Çin’den başlayarak, Uzakdoğuya daha sonra da Avustralya, Amerika ve Avrupaya yayılmış olan Asya gribinden ölenlerin sayısı 24 milyon.
- Onlarca ülke topraklarına yayılmış olan 2. Dünya savaşında 10 milyon insan öldü.
- Okyanusya dahil 5 kıtaya yayılmış olan 2. Dünya savaşında 50 milyon insan yaşamını yitirdi.
- Büyük Buhran: Amerika Birleşik Devletlerinde Borsa dibe vurdu, binlerce şirket ve banka battı. Milyonlarca insan işsiz kaldı. 24 Ekim 1929 tarihe KARA PERŞEMBE olarak geçti ve büyük buhranın başlangıcı oldu.
Bu olağanüstü durumların yaşandığı o günlerde ve ardından toplumlarda ve devletlerde ekonomik krizler yaşanmıştı. Bundan etkilenmemek mümkün değildi. Hiçbir devletin bu kara gün için yedek akçesi olmamıştır.
Gelelim son olağanüstü duruma, 2020 Coronavirüs, Covid-19 salgınına; Salgın devam etmekte, aşısı bulunmadı ve önü henüz alınmadı, salgın devam ediyor. Bu salgından etkilenmeyen toplum, devlet, kurum kalmamıştır.
İnsanlar alınan önlemler nedeniyle aylarca sokağa çıkamadılar. Okullar kapalı 20 milyon öğrenci evlerinden çıkamadı. Hareket olan yerde bereket olur. Mart ayından beri hareket olmayınca ticaret yavaşladı, alışveriş düştü. Alışveriş düşünce haliyle işletmelerin blançolarıda düşecektir.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan beyin başkanlığında; hükümetiyle, devletiyle, kurumlarıyla salgınla mücadeleyi, ekonomiyi mükemmel bir şekilde yönetmiştir. Bu mücadelenin toplum ayağı vardı, bu ayakta fertlerin şahsi gayretlerine bağlıydı.
Kriz çığırtkanlığını, krizin borazanlığını yapanlar biraz vicdansızlık, haksızlık yapmaktalar. Dere henüz geçilmedi, tünelin ucu henüz görülmemişken nasıl kesin konuşulabilir, eleştirebilirsiniz.
İçeride ve dışarıda, Türkiye’nin ekonomik, idari, sosyal, siyasi krize girmesi hevesinde olan çevreler var. Olacak bir krizden medet uman, iktidar değişikliği hayaliyle yatıp, kalkanlar var.’ Birazda bizler yönetelim, biz iktidar olalım da ‘bizden gayrısı Tufan’ ‘diyenleri mi ararsın. Krizler, krizden medet uman binleri sevindirirken 83 milyonu sarsar, üzer, etkiler.
Bekleyip görmek gerekir. Devlet büyüktür, Türkiye eski Türkiye değil. Belki de bu kara günlerin ‘kara gün akçesi’ ayrılmıştır. 2008’de olduğu gibi, kriz Türkiye’yi teğet geçerse bu defa ne diyeceksiniz?