En önemli sorun ne?

Karapınar’ın sorunları masaya yatırıldığında çok çeşitli sorunların çözülmesi gerektiğini söyleyebilriz. Ancak bunları neler olduğu konusunda tam bir çeşitlilik ortaya konulamayacağı kanısındayım.

Karapınar’ın herhangi bir caddesine çıkıldığında veya bir çay ocağına girildiğinde “İlçenin en önemli sorunu nedir?” diye bir soru yöneltildiğinde verilecek cevaplar çok kısıtlıdır.

“Öğretmenimiz ve doktorumuz yok”, “çiftçin elektrik borcu “ organize sanayi” “göllere tesislerin yapılması” gibi cevaplar karşımıza çıkacaktır.

Bunlarda ilçemizin çözülmesi gereken sorunlarından bazılarıdır. Bana göre Karapınar’ın en önemli sorunu çevre ve şehirleşme sorunudur. Kent adeta ikiye ayrıldı. Eski Karapınar yeni Karapınar. Otogar tarafı yeni, Ali tepe bölgesi ise eski Karapınar oldu adeta. İlçe merkezinde yapılan hayvancılık bizlerin en büyük şikâyet konusudur.24 mahallenin hepsinde hayvancılık yapılıyor.

 Bu çağda şehirleşme adına bu büyük kayıptır. Kimsenin yaptığı işe saygısızlık yapmıyoruz. İnsanların geçim kaynaklarına da dil uzatmıyoruz.

Ancak insanların temiz çevrede yaşamasını istiyoruz.

Eğer insanlar hayvancılık yapacaksa, bunu şehir dışında belediye öncülüğünde yapılacak tesislerde yapmalıdır.

O zaman hem insanlar rahat eder hem de hayvanlar.

Çevreye verilecek rahatsızlıklar bu şekilde önlenebilir.

Bundan birkaç gün önce tarihi çeşme önde bir büyüğüm ile konuştuk. Daha doğrusu aynı konu hakkında şikâyetçi idi.

Eşinin astım hastası olduğunu, mahalle içerisinde yapılan hayvancılık nedeni ile zor günler geçirdiğini söylüyordu.

Haksızda değildi.

Birilerinin geçim hakkı diğer bir grup insanında yaşama hakkını elinden alıyordu.

Hayvancılığı şehir dışına çıkarmanın çok zor olduğunu biliyorum.  Eğer bunu başarabilirlerse belediye başkanlarının bana göre ilçeye kazandıracağı önemli hizmet budur.

Ancak bununda kolay kolay yapılamayacağını çok iyi biliyorum.

Hangi belediye başkanı veya meclisi gelirse gelsin” hal hatır” ve “oy “ gibi sebeplerden bu sorunun üstesinden gelemezler.

AKLIM KARIŞTI

Haftanın 3 günü Acıgöl giderek yüzme sporunu yapan birisiyim. Bu gölde bulduğum yüzme zevkini Alanya, Antalya, Kemer dâhil hiçbir yerde şu ana kadar bulamadım.

Yine bir gün Acıgöl’de arkadaşlarla yüzdükten sonra kumsalda güneşlenirken, Adanalı bir ağabey göl kenarında yürüyüş yapıyordu.

Kendisine göl hakkında kıs bir bilgi verdikten sonra Karapınar hakkında yaptığı açıklamalar ile dudağım uçuklamıştı.

Çocukluğunu Konya da yaşayan Celal isminde bu ağabey, Karapınar topraklarının önemini kendine göre anlattı.

Hatta o kadar emin konuştu ki,  Türkiye’nin en önemli yerinin Karapınar olduğunu buna da elinde sağlam bilgiler olduğunu söyleyiverdi.

Sözlerini o kadar ileri taşıdı ki İsraillilerin bile bu topraklarda çalışma yaptığını belirtti.

Meke gölü çevresine dikilen fidanlarında boşa ekilmediğini bunu 10 yıl sonra göreceğimizi de söylemeden edemedi.

Celal ağabey anlattı ben ağzı açık dinledim.

“Yeğenim ben her gün 10 km yürürüm. Şimdi Acıgöl’ün çevresini bir tur atayım. Sen benimde dediklerimi düşün” diyip ortadan kayboldu.

Onu bunu bilmem ama kafamda birçok soru oluştu.

Nasıl çözeceğim noktasında ise yapacağım tek şey beklemek ve görmek.

 

                                                                                               

                                                                                                             

 

                                      

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.