Ereğli'de su politikaları

Bu gün 1,5 milyar dünyalı temiz içme suyuna hasret, su hayatın kaynağı ama gelecekte parası olanın kullanabileceği bir kaynak. Suya sahip olacak toplumların önce paraya sahip olmaları gerekiyor.  Tarih boyu su savaşları petrol savaşlarından önce gelir. Gelecekte de bu aynı şekilde devam edecek gibi gözüküyor. Milyonlar yeniçağın petrolü için ölmeye devam edecek.

 

Durup dururken bu yazıyı kaleme almadım elbette, dünya konjonktürünün suya bakış açısı enerji paylaşımı kadar önemli bir konuma geldi. Hal böyle iken Ereğli elindeki suyu nasıl değerlendirmeliyiz? Ya da suya hâkim olmak için su politikamız var mıdır? Son dönemlerde gündeme gelen ve proje aşaması geçen suyun yeraltına alınması daha iyi şekilde kullanılması bir aşama olarak görülmektedir. Projenin 4 senede tamamlanacağını düşünürsek ilk adımın atılmış olmasına sevinmemiz gerekir. Suyu hoyratça kullanma döneminden daha dengeli kullanmaya geçişin hızlanması için gerekli çalışmalara destek olmak gerekir.

 

Ereğli Kaymakamı Cevdet Can tayin öncesi sürekli dillendirdiği Ereğli’nin suyunun değerlendirilmesi çalışmalarının başlaması gerektiği yönünde idi. Sayın Kaymakamımız Ereğli’deki görevini bitirdi. Tayinin açıklandığı gün bana söylediği Ereğli suyuna sahip çıksın önümüzdeki yıllarda çok göç alacak, dedi.  Suyun sadece yeraltına alınması sulama sistemlerinin yenilenmesi olarak algılanmamalı, suyun satılan bir mal olarak algılanması Türkiye’de yeni değil, daha önce damacanalarda satılan su şimdilerde her şekilde satılıyor. Ereğli’de bile şişe su satışları inanılmaz arttı. Bu artışlar akıllara suyun özelleştirilmesini getiriyor. Suyun özelleşmesi acaba kullanımın yabancı sermayeye geçmesi olarak ta düşünülebilir mi?

 

Su özelleşince fiyatların artması, kalitenin düşmesi ve hastalıkların çoğalması da gündeme gelecek birkaç sorundan bazıları. Biz Ereğli’deki kaynaklarımızla en az 30 yıl bunu yaşamayız gibi görünüyor. Suyun olması yüzyıllar önce Ereğli’yi nasıl cazibe merkezi yapmışsa bu yüzyılda cazibe merkezi yapacağı kesindir. Gelecek göçlere hazır olmamız gerekmektedir.

 

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Köy Hizmetleri Teşkilatı’nı Toprak ve Su Kaynakları Geliştirme birimine çevirirken Ziraat Bankası da Bakanlıkla birlikte damlama su sistemini geliştirme açısından yeni bir kredileme yolunu açtı.

2007 yılı yazında ise yaşanan kuraklık, daha önce hükümetin ilgili bakanları tarafından bir basın toplantısı ile yalanlamakla birlikte aradan bir iki ay geçtikten sonra hemen herkes tarafından kabul edilen bir gerçek oldu ve daha ötesi yaşanan kuraklık başta başkenti vurdu. Ankara’nın suyu kesildi. Bu kesilmeler yurt geneline hızla yayılacak gibi görünüyor.

“Altınızdan su çekilirse size kim su verebilir” ilahi uyarısı bile hatırlanmak istenmedi. Ankara yaşanan politik kaos ve tartışma ortamı içinde su meselesini de medya, siyaset, rantiye, bürokrasi karesinde aktüalite mevzuunun dışına çıkaramadı.

 

Ereğli suyuna geleceğimiz için sahip çıkalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum