Ergenlerle sağlıklı iletişim nasıl olmalı?
Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nde her ay düzenlenen “Hasta Okulu Programı” kapsamında hasta ve hasta yakınları bilgilendirilme amaçlı düzenlenen konferansın konusu bu ay “Anne-Baba-Ergen Arasında Sağlıklı İletişim” oldu.
Dekanlık Konferans Salonu’nda gerçekleşen “Anne-Baba-Ergen Arasında Sağlıklı İletişim” etkinliğinde Uzm. Dr. Cahid Örengül, ergen bireyin özellikleri, neden aileleriyle çatıştıkları ve ailelerin nasıl bir iletişim kurmaları gerektiği, neler yapıp neler yapmamaları üzerine ailelere bilgi verdi.
Orta Yaş Ergenlik Dönemine Dikkat!
Ergenlik döneminin üç alt evreye ayrıldığına değinen Uzm. Dr. Cahid Örengül, “Erken ergenlik dönemi 12-14 yaş, orta ergenlik dönemi 14-17 yaş, geç ergenlik dönemi ise 17-19 yaş aralığında geçekleşir. Erken ergenlikte tartışmalar; ev kuralları -oda temizleme, yatma zamanı, beslenme, arkadaşlar ve giyim üzerine çıkarken, geç ergenlik döneminde ise; buluşma ve sokağa çıkma yasağı gibi konularda ortaya çıkar. Ebeveyn-çocuk çatışması erken ergenlikte daha sık görülmesine rağmen çatışmaların olumsuz etkileri, orta ergenlik döneminde en fazladır. Geç ergenlik döneminde; çekişme azalır, ergeninde özerklik kazanır, aile içinde verilen kararlarda söz hakkı verilir, ebeveyn-ergen arasında bir denge kurulur ve yeni ve sağlam bir ilişki oluşur” şeklinde ifade etti.
Uzm. Dr. Cahid Örengül, annelerin özellikle ergen kızlarıyla olan çatışmaların üstesinden gelebilirken baba-oğul çatışmalarının ise orta ergenlik döneminde çoğunlukla şiddetli olumsuz etkilerle sonuçlandığın dikkat çekti. Uzm. Dr. Cahid Örengül, “Ergenlik döneminde ebeveynle çatışmanın hem çocuklarının özerklik kazanma çabalarına uyum zorluğu çeken ebeveynlerin hem de ergenin psikolojik iyilik halini etkiler; yaşam kalitesi ve aile içi iletişim bozulur” şeklinde konuştu.
Bu Davranışlardan Sakının!
Ergen çocuğu olan ailelere önerilerde bulunan Uzm. Dr. Cahid Örengül, ailelere ergene karşı nasıl davranılmamaları gerektiğini şöyle sıraladı: “Aynı şeyleri tekrarlama ve ders verir şekilde konuşulmaması gerekir. Çocuğun lafını kesme, araya girme iletişimi olumsuz etkiler. Sürekli eleştirmek, geçmişteki yaptıkları ve hatalarını sürekli hatırlatma ve iletişimi bunun üzerine inşa etmek ve çocukları kendilerini suçlu hissettirecek şekilde kontrol etmeye çalışmak oldukça sakıncalıdır. Alaya alma veya alaylı ifadelerle konuşmak yanlıştır. Çocuklarına sorunlarını nasıl çözmesi gerektiğini söyleme, çocukları aşağılama, lakap takma, yargılama, tehdit etme, yalan söyleme ve çocukların duygularını inkar etme, aynı şeyleri tekrarlama ve ders verir şekilde konuşma yapılan en büyük yanışlardandır.”