Fahri Kubilay
Eski Türkiye geri mi dönüyor?
Ülke olarak çok zorlu ve çetin bir süreçten geçiyoruz.
Amerika ve Batı ülkeleri güneyde Suriye, Güneydoğuda Irak, Akdeniz’de İsrail, Batıda Yunanistan ve Bulgaristan; ülke içinde ise hain eli kanlı FETÖ/PYD, PKK, DHKP-C ve DAEŞ gibi taşeron örgütler aracılığıyla önümüz kesilmeye çalışıyor.
Tabir caizse yeni bir Kurtuluş Savaşı mücadelesi veriyoruz. Bu süreç ülkemiz ve bizim açımızdan çok kolay atlatılacağa benzemiyor.
Türkiye olarak; Türk’üyle, Kürt’üyle, Abaza’sıyla, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, başı açığıyla, baş örtülüsüyle, eteklisiyle, pantolonlusuyla, feracelisiyle, pardösülüsüyle, sağcısıyla, solcusuyla, milliyetçisiyle, liberaliyle “Hep Brlikte Türkiye” olmak için mücadele ediyoruz.
Eski Türkiye’nin yasakçı zihniyetinden, insanlarımızı ötekileştirici, baskıcı zorba uygulamalarından kurtarıp; insan hak ve özgürlüklerine dayanan, yenilikçi, her düşünceden insanıyla barış ve kardeşlik içinde yaşayabilen yeni Türkiye’yi inşa etmeye çalıştığımız bu zaman dilimi içerisinde, Seydişehir’imizde birkaç haftadan beri okullarımızda tartışılan kılık kıyafet uygulamaları, halkımızı ziyadesiyle düşündürmekte.
“Formalı- formasız”, “gömlekli – tişörtlü”, “etekli – pantolonlu” v.s tartışmaları sürüp gidiyor. Bütün öğrenciler bizim.
Biz hep birlikte büyük Türkiye’yiz. Şehrimizin ve ülkemizin lüzumsuz işlere harcayacak enerjisinin olmadığı kanaatindeyim.
Devlet ve millet olarak geçtiğimiz zorlu süreçte okul idareleri tarafından forma giymeyen öğrencilerin, 28 Şubatçıların başörtülü öğrencileri ikna odalarına alıp ikna etmeye çalıştıkları gibi ikna etmeye çalışmaları, tek sıra halinde okula alarak kılık kıyafet kontrolü yapmaları, hatta 28 Şubatçıların peruk altında başörtüsü aradıkları gibi, pardösü ve ferace altında forma aramaları yeni Türkiye anlayışına yakışmamaktadır.
Öğrencisi “serbest kıyafetten” dolayı ceza almış bir veli okulda pardösülü ve feraceli öğrencilerin herhangi bir soruşturması olup olmadıklarını dilekçe ile sorması sonucu verilen cevap ise akıllara zarar nitelikte olmuştur. Cevap aynen şöyledir: "Okulumuzdaki feraceli ve pardösülü öğrencilerin yapılan kontrollerinde bu kıyafetlerinin altına okul forması giydikleri nöbetçi öğretmenler ve okul idaresi tarafından tespit edilmiştir.”Bu cevap, ilçemizde yaşanan kılık kıyafet sorununun hangi noktaya gelmiş olduğunuözetlemeye yeter sanırım.
Öğrenci de olsa, insan onurunu ve haysiyetini zedeleyen, insanı aşağılayan, arkadaşları arasında onu rencide eden bu uygulamalardan bir an önce kurtulmalı ve gençlerimizin ilmiyle, ahlakıyla, fenniyle uğraşmaya başlamalıyız.
Eski Türkiye’den kalma bu beyinlerle yeni ve büyük Türkiye’yi inşa etmemiz pek mümkün görünmemektedir.
Kılık kıyafetle meşgul edilen öğrencilerimizin sınavlardaki başarı sıralaması tartışılır hale gelmiştir..
Ufku ve vizyonu, görüntünün ötesine geçemeyen idarecilerle; özgürlükçü, yenilikçi ve tam bağımsız Türkiye’yi inşa edemeyiz bence…