Esat Çoğal
Eskiden mi güzeldi? Eskiler mi güzeldi?
Eskiden insanlar birbirine devaydı, şimdiki insanlar ise devasız bir dert.
Eskiden insanlar sevilir eşyalar kullanılırdı. Şimdi ise insanlar kullanılıyor eşyalar seviliyor maalesef.
Eskiden, şekeri çuvalla, yağı teneke ile, peyniri de tulum tulum alıyormuş insanlar.
Şimdi ise peyniri kilo ile, yağı bir kaç litre, şekeri de bir kaç kilo zor alıyor.
Doğru. Eskiden böyleydi...
Neden mi?
Çünkü eskiden insanların kafası çalışıyordu.
Kafalarının için de saman değil beyin vardı.
Eskiden insanlar, yağ, peynir, un, şeker gibi temel gıda maddelerine öncelik verirdi.
Adı üstünde temel gıda maddeleri öyle değil mi?
En çok önem verilmesi gereken şeyler bunlardı.
Eskiden insanlar, 3 kilo şeker parasına, gidip 1 bardak kahve içmezlerdi.
1 kg et parasına, oturup bir hamburger menü yemezlerdi.
Öğrenciler, evde 3 günlük makarna yeyip, dışarıda kafelerde, nargileye, wayt çaklıt mokkaya 30 lira vermezlerdi. Sırf bir kaç fotoğraf çekip sosyal medyada ben sınıf atladım hissi veren, ucube fotoğraflar paylaşmazlardı.
Evlerde Led ekran internet bağlantılı televizyonlar yoktu. İnternet de yoktu zaten.
Eskiden, ihtiyacı kadar elbise, ayakkabı alırdı insanlarımız. Sırf marka diye, sırf birilerine hava atacağım diye, tonla para harcamazlardı.
Eskiden insanlar, 15 bin liralık telefonu ilk alanlardan olmak için, gece yarısından mağaza kuyruğuna girmez, mağaza açılır açılmaz da, yem zamanı gelmiş sığır gibi içeri dalmazlardı.
Eskiden çok paramız yoktu, lüks eşyalarımız, dolaplar dolusu giysimiz, kıyafetimiz, ayakkabımız da yoktu, cep telefonumuz bilgisayarımız laptopumuz da yoktu.
Ama insanların gözü gönlü hep toktu.
Eskiden insanlarımız, arabalarının taksidine, yakıtına, bakımına, kaskosuna, sigortasına para harcamazlardı. Çünkü arabaları yoktu. Şimdi her evde neredeyse üç araba var. Neyle çalışıyor bu arabalar?
Eskiden biz çocukken en uzun yolumuz bakkala kadardı. Oyuncağımız da bakkaldandı, abur cubur da bakkaldandı.
Eskiden insanlar, çocuklarına en fazla bir kaç adet oyuncak alırdı.
Oyuncaklarla dolu odaları olmazdı.
Eskiden, yemekler dışarıda yenmezdi.
Dışarıda kahvaltı falan da hiç yoktu.
Kimse neredeyse 1 aylık kahvaltılık parasına, gidip dışarıda kahvaltı yapmazdı. Dışarıdan eve yemek söylemek ayıptı ayıp. Eşşek kadar kızlar, eve pizza söylemez, eşşek kadar erkekler de, akşama kadar odalarına kapanıp bilgisayar oyunu oynamazdı.
Yetişkinlik çağına gelmiş her kız ve erkek, kendi evini çevirecek şekilde davranırdı.
Erkekler dışarıda çalışır para kazanır, kızlar da ev işi yapar, annesine yardım eder yemek yapmayı öğrenir ve yapardı.
Sırf aileden uzak, rahat takılmak, uyduruk üniversitelerde okumak için şehir dışına çıkılmazdı. Okuyorum diyerek, özel üniversitelerde, annenin babanın iliği kemiği kurutulmazdı.
En azından insanlar, 1000 liraya kablosuz kulaklık almaktansa, 3 çuval şeker alayım diye düşünecek kadar akıllıydı. Eskimeyen çöpe attığı pahalı marka ayakkabıları giymeye devam edip, ona vereceği 300 - 500lirayı, yağa, peynire verirdi..
Daha örnek çok da uzatmaya gerek yok
Eskiden böyleydi işte…
Hoşça sağlıcakla kalın ama önemlisi, geçmişini mazisini unutmayan adam gibi adam kalın.