Eskişehir'in küresel iklim değişikliğindeki rolü belirlendi
Eskişehir'in küresel ısınma ve iklim değişikliğine olan katkısını ifade eden enerji tüketiminden kaynaklanan "Karbon Ayak İzi"nin boyutunu Uluslararası Yerel Yönetimler Sera Gazı Salımları Analizi Protokolü'ne göre belirledi
ESKİŞEHİR (AA) - DENİZ AÇIK - Anadolu Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Türe, Eskişehir'in küresel ısınma ve iklim değişikliğine olan katkısını ifade eden enerji tüketiminden kaynaklanan "Karbon Ayak İzi"nin boyutunu Uluslararası Yerel Yönetimler Sera Gazı Salımları Analizi Protokolü'ne göre belirledi.
Eskişehir merkezinde kişi başına düşen 21,8 megawattlık enerji tüketimine dayalı 6.7 tonluk karbondioksit salımıyla Türkiye'nin toplam karbon salımına ve küresel ısınmaya en büyük katkıyı yapan illerden biri olma özelliğine sahip olduğu tespit edildi.
Türe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gerekli verilerin elde edilmesi ve söz konusu çalışmanın sonuçlarının açıklanmasıyla 3-5 Nisan'da Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ekonomi, Çevre ve Şehircilik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Orman ve Su İşleri bakanlıklarının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulunun destekleriyle düzenlenen sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı Uluslararası İstanbul Karbon Zirvesi ile eş zamanlı olmasına dikkati çekti.
"Eskişehir il merkezi kapsamındaki toplam değerlere baktığımızda 2012 yılı için tüm enerji türlerinin 14 milyon 372 bin 143 megawatt'lık tüketime karşılık geldiği ve bunun karşılığında toplam 4 milyon 427 bin 895 ton karbondioksit salımı gerçekleştiği belirlenmiştir" diyen Türe, şöyle devam etti:
"Toplam sera gazları içinde yaklaşık yüzde 80'lik bir oranın karbondioksit kaynaklı olduğu düşünüldüğünde, belirlenen salım miktarına ek olarak bu değerin yaklaşık yüzde 20'si oranında diğer sera gazlarının varlığı da gözden kaçırılmamalıdır. Türkiye için en son düzenli sera gazları emisyonuna ilişkin resmi veriler 2010 yılına aittir ve toplam sera gazı salımı 401,9 milyon tondur. Bunun 326,4 milyon tonunu ise karbondioksit oluşturmaktadır. Türkiye'deki toplam sera gazları içinde yaklaşık yüzde 81,2'lik payın karbondioksit kaynaklı olması Eskişehir ile uygunluk göstermektedir. Eskişehir il merkezinde kişi başına düşen enerji tüketimi 21,8 megawattır, buna karşılık karbondioksit salım ise kişi başına 6.7 ton karbondioksit olarak gerçekleşmiştir. Bu değer 2010 yılı verilerine göre OECD ülkeleri ortalaması olan kişi başına 9,83 ton karbondioksit eşdeğerinin altında olup, dünya ortalaması olan kişi başına 4,29 ton karbondioksit eşdeğerinin ise üzerindedir. İlimizde enerji tüketimine dayalı salım miktarları bu hızla artmaya devam ettiği sürece yüzde 1.10'luk oranla Eskişehir, Türkiye'nin toplam karbon salımına, dolayısıyla küresel ısınmaya en büyük katkıyı yapan illerden biri olma özelliğini koruyacaktır."
-En yüksek tüketim ve salım değerleri sanayi tesislerinden kaynaklanıyor
Türe, dünyada 2012 yılındaki toplam sera gazı salım miktarı 9.7 milyar ton olarak hesaplandığını, bu miktarın son 10 yılın en yüksek artış oranı olduğunun otoritelerce belirtildiğini bildirdi.
BM Habitat verilerine göre enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 75'inden ve küresel sera gazı salımlarının yüzde 80'ninde de kentlerde yaşayan dünya nüfusun sorumlu olduğunu anlatan Türe, şöyle devam etti:
"Eskişehir kent merkezinde tüketilen enerji kaynaklarının türleri üzerinden bir değerlendirme yapıldığında, en büyük payın doğalgaz kaynaklı olmasına rağmen, en yüksek karbon salımının elektrik tüketiminden kaynaklandığı, bunu sırasıyla doğalgaz, toplam akaryakıt ve kömür tüketiminin izlediği belirlenmiştir. Doğalgaz verileri incelendiğinde, en yüksek tüketim ve salım değerlerinin binalardan kaynaklandığı, bunu sanayi tesisleri ve Organize Sanayi Bölgesi doğalgaz elektrik santrali izlemektedir. Elektrik açısından tüketim ve salım değerleri incelendiğinde, en yüksek tüketim ve salım değerlerinin sanayi tesislerinden kaynaklandığı, bunu konutlar ve resmi-ticari binalardan kaynaklanan tüketim izlemektedir. Kentte genellikle ulaşım ve taşıma için kullanan motorin, benzin ve LPG türünden akaryakıtlar sırasıyla en yüksek tüketim ve salım miktarına sahiptirler. Gazyağı ve fuel-oil tüketiminin diğer akaryakıt tüketimlerine göre oldukça düşük olduğu görülmektedir."
-Eskişehir, Antalya'dan sonra ikinci kent
Türe, Türkiye'nin küresel iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek için Kyoto Protokolü'nden sonra üyelik başvurusunda bulunduğu AB ülkelerindeki tüm büyük kentlerin karbon ayak izlerinin belirlenerek ilan edildiğini vurguladı.
Türkiye'nin Yüksek Planlama Kurulu tarafından 2010 yılında onaylanan Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı'nın (İDEP) hazırlandığını hatırlatan Türe, "Tarafımdan gerçekleştirilen bu karbon envanter ve analiz çalışması Eskişehir kent merkezi enerji tüketimi kaynaklı karbondioksit salımlarının azaltılması çalışmalarının başlangıcı ve en önemli aşamasını oluşturmaktadır. Yapılan çalışma sonucunda Antalya ilinden sonra Eskişehir, Türkiye'deki karbon ayak izi belirlenen ikinci büyükşehir olma özelliğini de kazanarak pek çok alanda diğer illere örnek olma özelliğini sürdürmektedir" dedi.
Türe, dünya ve Türkiye ölçeğinde sürdürülebilir kent olmanın temel kriterlerinden olan düşük karbon salımına sahip olabilmek için öncelikle illerin sınırları içindeki karbon salım kaynakları ve miktarlarını bilinmesi gerektiğine değindi.
Türe, iklim değişikliğiyle mücadele için tüm illerde uygun ve ulaşılabilir mekanizmalar yoluyla etkin bir sürdürülebilir enerji ve karbon yönetim modelinin oluşturulmasının şart olduğunu vurguladı.
Kaynak: