Zeki Oğuz
Etliekmeği bir öğün az yesek…
Köylerimizde, beldelerimiz ve ilçelerimizde milyonlarca kardelen okuma tutkusuyla yaşıyor. Bunların büyük bir bölümü bu imkana kavuşamıyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği vb. sivil toplum örgütleri her yıl daha çok kardelene ulaşabilmek için imkanlarını seferber ediyor ama bu seferberliğe, yani taşın altına hepimiz el atmalıyız. Bu sorun ancak topyekun bir seferberlikle çözülebilecek bir sorun.
Geçmişte Köy Enstitüleri ve şehirlerde Halkevleri ile büyük aşamalar kaydedildi, artık yeni bir atılıma ihtiyacımız var.
Birkaç yıl önce Ayşegül Nesrin İlköğretim Okulu öğrencileri ile Bolay Beldesi’ne kitap ve kırtasiye malzemesi götürmüştük. Şehir ve köy çocukları karışıp kaynaşmış, hatta bazıları mektuplaşmaya başlamışlardı. Bolaylı çocuklardan birini Geçtiğimiz yıl yaylada görmüştüm. Mahçup bir şekilde yanıma yaklaşıp “Hoş geldin” demişti. Okumak istiyor ama yoksulluk nedeniyle ailesi okutmuyordu. Varlıklı bir arkadaşıma söz etmiştim bu kızdan. O iki çocuğa daha destek oluyordu. Neşe’ye de yardım edeceğini söyledi. Neşe’nin ailesi yine de göndermedi okula çocuğu.
Bir kardelen de Karadağ’da yaşıyor. Adı Kader. Daha önce yazmıştım onun hikayesini. Babası onu ilköğretime göndermek için kırk keçisinden otuzunu satmayı göze almıştı ama bundan sonrasına gücü yetmiyor. Kader’in babası Kadir’in Ramazan Bayramı’nda gönderdiği mesaj yürek yakıcıydı. “Zeki abi, Kader’i okutma gücüm kalmadı” diyordu. Kader, gül yüzlü bir kardelen, kaderi keçilerin peşinde dolanıp duran bir köylü kızı olmamalı. Toplum olarak Kader’lerin kaderini değiştirmek zorundayız.
Çetmi’de, ormanın içinde fotoğraf çekerken bir ana kıza rastladım. Beldenin ineklerini otlatıyor, ondan kazandıkları ile geçinmeye çalışıyorlardı. Al yanaklı, ürkek bir kızdı emine. İlköğretim yedinci sınıfta okuyordu fotoğrafını çektiğim yıl. Anası “Bir alıcı çıkarsa onu satacağım” diyordu. “Bu daha çocuk, nasıl kıyar da satarsın” deyince “Ne yapayım, bir boğaz eksilir” demişti. Yeni öğrendim, o evden iki boğaz eksilmiş. Gurbette bulabildiği işlerde çalışarak evini geçindiren baba ölmüş, Emine’yi komşu köyden bir delikanlı Emine okulu bitirir bitirmez kaçırmış. Bir Mart’ta SÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde “Konya Bozkırında Kızlarımız Kadınlarımız” konulu bir fotoğraf sergim var. merak eden sergiye gelip Emine’nin fotoğrafını görebilir. Başka kardelenlerin hikayesini de bulacaksınız o sergide.
Sözüm, şehrimiz zenginlerine. Etliekmeği bir öğün az yeyiverseler, bir kardelene can suyu verirler.
Not: Konya Çalı Kültür Sanat Dergisi olarak Dolapoğlu Anadoılu Lisesi öğrencileriyle birlikte, Taşkent Çetmi İlköğretim Okulu Kütüphanesi’ne kitap topluyoruz. Memleket okuyucularının bu konuda duyarlı olduklarına inanıyorum.