Serpil Yalçınkaya
Evlat olmak...
-Merhaba, öğretmen misiniz? Sizi birine benzettim de.
-Evet öğretmenim, adım N…( 49 yaşındaymış N… Hanım)
-Kusura bakmayın yanlış benzetmişim. Buralarda mı oturuyorsunuz?
-Yok, değil aslında. Annem rahatsız, şu ilerdeki bahçeli evde tek başına yaşıyor. Ben de ona bakmaya okuldan ya da evden gelip gidiyorum.
-Zor olmuyor mu, hem çalışıyorsunuz hem de buraya geliyorsunuz?
-Olmaz mı? Annem uzun zamandır Alzheimer. Ben okuldayken kilitlemem gerekiyor yoksa bırakıp gider. Okuldan çıkıp hemen koşturarak geliyorum. Gün içinde bu yolu bazen defalarca gidip gelmek zorunda kalıyorum. Annemi çoğu zaman üzerine 8-10 kat kıyafeti üst üste giymiş, ayaklarında sokak ayakkabısı, yatağının içinde yatıyorken buluyorum.
Bir de hiç susmadan konuşuyor ne yazık ki annem. İnanır mısınız, şikâyet etmek için söylemiyorum ama hiç susmadan 4-5 saat aralıksız konuşuyor. Sürekli bir şeyler anlatıyor ama ne anlattığını da anlamıyorum. Çoğu zaman duvarların ya da sobanın içinden birilerinin çıkıp kendisiyle konuştuğundan bahsediyor.
-Bakımı da zor olsa gerek?
Ben de çok genç ve güçlü değilim ki. Kaldırmak, oturtmak, kişisel temizliğini yapmak çok zor. Bazen altına kaçırıyor, ama dediğim gibi üzerine kat kat elbiseleri de geçiriyor. Yatağa, yorgana, kanepeye… Kısacası her yere oturuyor o haliyle, hem annemi hem ortalığı temizlemek sonra tekrar temizlemek sonra temizlemek hiç kolay değil.
-Başka kimsesi yok mu? En azından sizin de dinlenmeniz açısından?
Biz 4 kardeşiz. Abim şehir dışında yaşıyor. Diğer erkek kardeşimin eşi bakmak istemiyor. Ablamın da eşiyle ve maddi problemleri var, ama en azından arada sırada yemek yapıp getiriyor.
Bir de annem her şeyi unutuyor, bana sürekli kızıyor, azarlıyor; kendi eşyalarını, beni, her şeyi unutuyor. Elim ayağıma dolaşıyor. Çocuk bakmak çok daha kolaydı. Çocuk hafif olur, kolayca oturtup yatırırsınız, altını temizlersiniz, sizi azarlamaz, vakti gelince doyurursunuz, uyur, güler, sevimlidir.
Sakın yanlış anlamayın ama öyle çok doldum ki. Annemden asla vazgeçemem. Bakım evine, huzur evine veremem ama öyle çok yoruldum ki. Kendi evimle burası arasında mekik dokumak bile başlı başına bir iş inanın….
Otobüsü geldi ve binip gitti…