Selman S. Akyüz
Futbolun katilleri ve azmettiricileri
Fenerbahçe’ye yapılan saldırı yine ve maalesef Türk Futbolu’nu sekteye uğrattı. Milli maç arasından sonra tam da ligin sonunu getirecek bir hız yakalanmıştı ki Türkiye’nin güzide takımlarından birine yapılan saldırı her şeyi berbat etti.
Öncelikle saldırıyla ilgili iki teoriyi ele alalım.
1. Bu saldırı planlı, futbol değil Türkiye gündemi ve siyasetiyle ilgili bir kaos çıkarma amaçlı yapılmıştır.
2. Bu saldırı spontanedir. 3 Temmuz sürecinde hakkının yendiğini düşünen Trabzonsporlular, Fenerbahçe’ye düşmanlıklarını böyle göstermiştir.
İlk teori bana daha geçerli geliyor ancak bu amaç futbolumuzda şiddetin hiç olmadığı anlamına gelmiyor. Bu yüzden bu şiddetin sebebine bakmak gerekiyor. İşte bu andan itibaren de ikinci teoriden yararlanmak gerekiyor.
Bu saldırıyı “Kızgın Trabzonlular” yaptıysa bunun iki sorumlusu var. Öncelikle kulüp başkan ve yöneticileri sonra ise böyle katillere ve azmettiricilerine yeterince ceza vermeyen sistemdir.
Yıllardır Türkiye’de şike ya da teşvik primi iddiaları gündemde zaten vardı. Hatta bazı federasyon başkanlarının hakem atamalarını, istediği sonucun alınması için organize gerçekleştirdiği hep söylenirdi. Bu yüzden hiçbir kulüp “biz şikeye tevessül etmedik” demesin. Kendi yapmasa bile başkasının şikesini bozmak için aynı yönteme başvurmuştur.
Asıl önemli konu burada açıktan yapılan, psikolojik şike ve şiddettir. Özellikle İstanbul’daki Türk futbolunun düşmanı kulüp yöneticileri başarısız oldukları zaman camialarından baskı görmemek için suçu ya hakemlere, ya federasyona ya da rakip kulüplerin ayak oyunlarına bağlamıştır. Buna inanan taraftarlar da rakibini düşman ilan etmekten geri durmamaktadır.
Ortada bir savaş bir de düşman olunca bu terminolojinin gereği işte böyle silahlar, bıçaklar, yumruklar konuşmaktadır. Son olay özelinde alırsak futbolda şu anki gerginliğin sebebi kendisini dünya lideri falan zanneden Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve O’nun yaptıklarının karşısında durup kendisine uzun süre başkanlık devşirmek isteyen İbrahim Hacıosmanoğlu’dur. Elinde silah olan değil bu azmettiriciler çok daha bilinçli bir iş yapmaktadır.
Bunların ardından en önemli suçlu sistemdir. Bu katillere ve azmettirici kulüp yöneticilerine ceza verilmediği sürece futbolu değil, şiddeti konuşmaya devam edeceğiz.
Türk futbolundaki şiddet tabi ki tüm Türkiye’de var. Ama ne olur, bu iki yöneticiye ağır cezalar verin de onlar kadar güçlü olmadıklarını bilen binlerce şiddet yanlısı yönetici de bir daha böyle şeyleri yapma cesareti bulamasın.
Lütfen bu olaylara karışan kulüplerin taraftarları da başkanlarına prim vermesin. Futbol olabildiği kadar saha içinde kalsın.
Twitter: @selmansel / Facebook: selman.akyuz
Mail: [email protected]