Selman S. Akyüz
GALATASARAY BİLE VIZ GELİR
Futbolcu, futbolu rahat oynamalı. Kafası rahat olmalı. Torku Konyasporlu Oyuncular, Bursa deplasmanında üç puan almanın ve rakibi olmayan bir takımla, Galatasaray ile oynamanın rahatlığıyla maça başladı. Hem baskı yok, hem de kendilerini daha iyi gösterme arzusu stresli haftaların ardından iyi bir maç izlememizi sağladı.
Özellikle orta sahada Ali Çamdalı ve M’Bamba, Melo’nun yokluğunda orta sahayı istedikleri gibi çekip çevirdi. Kaptıkları topları Hleb’e aktardılar ve Galatasaray 25 dakika kıpırdayamadı. Umut ve Burak’ın teri soğuyacaktı neredeyse. Hleb’in süper paslarını alan Kabze ve Djalma etkili olsalar, Hakan Balta’nın da stoper oynadığını düşünün, gol atmak işten bile olmazdı. Sert rüzgarın avantajını değerlendirmek için serbest vuruş pozisyonları da oldu ancak Torku Konyaspor çok kötü bir halde yakaladığı Galatasaray’a karşı gol bulamadı.
İkinci yarı Mancini, önce Hleb’e önlem aldı. Ceyhun Gülselam, üst üste faul yapınca sarı kartı gördü ve devre dışı kaldı. Fakat ikinci hamlesi son derece yerindeydi. Sahada dökülen Umut Bulut’un yerine giren Genç Oyuncu Berk İsmail, Konyaspor’un ağır savunmasını çok zorladı. Burak Yılmaz’a boş alan yarattı.
Ama Galatasaray takım olarak o kadar kötüydü ki, Yeşil Beyazlılar sanki Elazığspor ile oynar gibi rahattı ve son 15 dakikada üç gol bulup Sarı Kırmızılıları rezil bile edebilirdi.
Torku Konyaspor maç boyunca çok az hata yaptı ve çok az pozisyon verdi. Galatasaraylı oyuncular ise sanki şampiyonlar ligini bile istemiyor gibi bir havada oynadı.
Maçtan hemen önce Galatasaray maçının, yanına “eksi” konulacak maç gibi görülmemesini arzu ettiğimi söylemiştim. Mesut Hoca’yı kutluyorum. Disiplinli bir oyun ve rakibin etkili kanallarını tıkayan taktiğiyle alınan puanda büyük katkısı oldu.
Demek ki, kazanmak için hakeme ihtiyaç yokmuş. Kaybedilen maçlardan sonra ağlamanın gereği yokmuş. İyi mücadele edince, akıllı oynayınca Galatasaray bile vız gelir, bir puana razı gider.