yazar-64
Gamalı haç ve hilalin gölgesinde-1
18 Eylül 2007 Salı günü gazetemizde yayımlanan “Barnabas’ın Sırrı” başlıklı, adını Aydoğan Vatandaş’ın “Kayıp Kitap Barnabas’ın Sırrı” isimli kitabından alan bir yazım nedeniyle Aydoğan Vatandaş bana meselenin tafsilatını anlattığı bir röportajı link olarak göndermiş ben de sizleri bu konuda aydınlatmaya çalışmıştım. Biz bu meseleler üzerinde dururken bir romanda başlangıçta herkesin o romanda etkin bir klimaks oluşturmak için var olduğu farz edilen ve meseleye mitolojik bir hava vererek okuru bir gizemin içine çekmek için adını da ünlü bir Türk mitolojisinden alan örgütün hakikatta varlığının ne kadar hissedilir büyüklükte olduğunu adının medyada telaffuzuyla öğrendik, derin bir uykudan uyanma şiddetinde…
Ancak yukarıda adı geçen terörist örgüt hakkında, adıyla zıt bir fraksiyonda başka bir terörist örgütle (PKK) bağlantısı gibi ya da birkaç yazarla veyahut birkaç. cinayet müteşebbisi ile bağlantısından öte, soruşturma sürecinde Vatandaş’ın romanında işaret ettiği düzeye gelinemedi…Zira örgütün tarihi arka planı incelendiğinde “THULE” ismi ön plana çıkıyor. Meselenin bir romanda kullanılan mitolojik motiflerden ve klimaks oluşturma gayretlerinden çok öte bir şey olduğunu bu örgütün gündemde tebellür etmesi ve yazarın söylediklerinin arkasında dimdik duruşu gösteriyor. İşin doğrusu içinde bulunduğum münferit süreç itibariyle gündemi bi hakkın takip edememe rağmen kitabın yazarının bizzat beni gelişmelerden haberdar etmesi saygıdeğer bir incelik örneği ve vazife şuuruyla izah edilir ancak.
VATANDAŞ’IN TESPİTLERİ IŞIĞINDA GAMALI HAÇ MESELESİ
Bilindiği üzere mezkur gündem etrafında ismi sıkça geçenlerden biri de Güler Kömürcü…Ama işin dikkat çeken yanı bir gazetecinin isminin daha terörist bir örgüt etrafında anılması değil, kolunda hilal içinde bir gamalı haçla gözükmesinden sonra bir anda bu görüntünün gündemde belirip kayboluvermesiydi. “Hafıza-i beşer nisyanla maluldür.” Darbı meselince biz önce haberi bir kere daha zihinlerde tazeledikten sonra Aydoğan Vatandaş’ın tespitleri etrafında meselenin üzerinde durmaya çalışalım. Bilindiği üzere bundan iki hafta kadar önce Kömürcü’nün kolundaki gamalı haç dövmeli tatil fotoğrafları internete düşmüş ve Nazi simgesi olarak algılanmıştı. Bunun üzerine Kömürcü köşesinde şunları yazmıştı: “Gamalı haç olarak bilinen sembolün gerçek adı ‘Öz kader çarkı’ ya da yaygın tanımla ‘Svastika’dır. Ve bu sembolün aslında faşizmle ya da Hitlerle de ilgisi yoktur. Svastika sembolü eski çağlarda Hinduizm’de de yaygın olarak kullanılmasına rağmen, sembolün kökeni Mayalar, Sümerlilere kadar uzanır (M.Ö 4000). Svastika, Orta Asya medeniyet abidelerinin üzerinde, Türkler’e ait çok sayıda kaya resmi, işaret, halı, kilim motifleri, çeşitli ev eşyalarında, damgalarda kullanılarak yüzyıllardan günümüze ulaşmıştır.”1 Elbette iş bununla bitmiyor bir de madalyonun öteki yüzü var: Kömürcü’nün de ifade ettiği üzere Svastika’nın Türk kültüründe önemli bir yeri var. Tabi Kömürcü’nün ifade etmediği şeyler de var. Svastika’nın Şaman kültürünün köklerine kadar uzanan uzun yolculuğunda Güneş Dil Teorisi’nin, ‘Bütün halkların atası Türk’tür’ tezinin de ayrı ayrı yerleri var. Bu noktada Kazım Mirşan ve Haluk Tarcan ekolünün adlarını anmamak, onlara 'haksızlık' olur. Ve üzerinde asıl durmamız gereken nokta: Thule örgütü! Birçoklarımızın hiç duymadığı, simgesi gamalı haç olan bu karanlık örgütün Ergenekon ile bağları üzerine yazılıp çizilenler şaşırtıcı. Aşağıdaki satırlarda uzun ve her satırı gizem taşıyan röportajını okuyacağınız Aydoğan Vatandaş, Kayıp Kitap-Barnabas’ın Sırrı’ adlı kitabında Ergenekon örgütü ile Hitler’i iktidara getiren Thule örgütü arasında şaşırtıcı bağlantılar kuruyor. Kitapta Thule’nin Almanya’yı Hıristiyanlık öncesi Pagan köklerine götürmeye çalıştığı belirtilirken, Ergenekon’un ise Türkleri Şaman köklerine götürmeye çalışan bir örgüt olduğu, her iki örgütün kurucusunun da aynı kişi, Baron Rudolf Von Sobbettondorf olduğu anlatılıyor.
Ve anlamlı bir ayrıntı daha: Türkiye'de Tayyip Erdoğan'a Nazi yaftası yapıştıran Ulusalcı kesimin temsilcilerinin Hitler'in de güç aldığı Thule örgütü ile ‘simgesel’ bağlarının olması ne garip değil mi?Bu bir tesadüf mü; yoksa…
Yoksasına bir sonraki yazımızda cevap arayacağız…
