GDO için gelen mesajlar...

Geçen haftaki yazımda genetik olarak değişmiş ürünlerin zararları ve neden kullanılmaması gerektiğini işlemiştim. Mecliste görüşülmekte olan Tohumluk Yasası’nın da geçmemesi gerektiğini anlatmıştım. Fakat olmadı. Yasa geçti.

İnternet’ten yazıya gelen cevaplardan birini yayınlamak istiyorum. Bizim duyarsız olduğumuz böyle bir konuda batıda neler düşünüyorlar. Yasadan bizler haberdar bile olmazken Avrupa’da bazı sivil toplum örgütleri rahatsız oluyor:

Sayın Bayanlar ve Baylar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin değerli milletvekilleri;

Tarımsal üretimde kullanılan tohumlarla ilgili bir yasayı oylamak üzere olduğunuzu öğrenmiş bulunuyoruz. Bu yasa taslağı çiftçilerin kendi tohumlarını ellerinden alacaktır. Biz Avrupalı küçük çiftçiler, benzer yasalardan çok çektik, hala da çekiyoruz: tarımsal üretimimiz, her geçen gün çok uluslu şirketlere, onların tohumlarına ve tarım ilaçlarına daha fazla bağımlı hale geliyor. Avrupa Birliği’nin tercih ettiği yoğunlaşmış tarım modeli bizi çok ağır sorunlarla yüz yüze getiriyor, topraklarımızı harap ediyor, petrol kaynaklı gübreler ve tarım ilaçlarıyla sularımızı kirletiyor, sürekli olarak daha fazla yenilenemez maddeleri tüketiyor. AB, milyonlarca küçük tarım işletmesinin ve ancak onlarla birlikte gelişebilen bütün bir biyolojik çeşitliliğin yok oluşuna izin verdi. Binlerce bitki çeşidi yitirilmiş ve onlarla birlikte yüzlerce hayvan ırkı tarihe karışmış oldu. Siz aynı hatayı yapmayın!
Bir Akdeniz ülkesinin hala bu kadar geniş bir tarımsal nüfusu barındırabiliyor ve sizinki gibi zengin çeşitliliğe sahip bir tarımsal üretimi sürdürebiliyor olması bizim için bir gurur kaynağıdır.
Sizden elinizden geleni yapmanızı rica ediyoruz. Böylelikle bu yasa ile;

1-Bütün çiftçiler kendi tohumlarını ve başka çiftçilerin tohumlarını ekme haklarını sürdürsün.

2-Var olan bioçeşitlilik güvencede olmalıdır, böylelikle Türkiye’de çok olan küçük çiftçiler bundan yararlanabilir. Biliyoruz ki Türkiye uzun tarım tarihi ile devasa bir biyolojik çeşitlilik deposudur. Bu korunması gereken bir hazinedir.

3-Küçük çiftçiye hiç bir mali veya idari kısıtlama getirilmemelidir.

 4-Tarım ürünleriniz, GDO’lardan (Genetik Olarak Değiştirilmiş Organizmalar) kaynaklı her türlü bulaşmadan korunmalıdır. Türkiye’nin kendi nüfusunu besleyen ve hatta ihraç edebilmesini sağlayan küçük çiftçi kuşaklarının çabalarının tam değeri korunmalıdır.

5-Ülkenizde yerel tohumlarını kullanan, geleneksel ve yerel çeşitleri korumak için çalışan bütün çiftçilere yardım edilmelidir.
Yeni bir yol açması için yakınımızda Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyacımız var, Avrupa’nın bütün küçük çiftçileri için ve düşük kaliteli standardize edilmiş ürünlere boğulmuş tüketicileri için bir ümit yolunu açacak bir Türkiye’ye. Geniş küçük çiftçi nüfusu ve biyo çeşitliliğindeki zenginliğiyle Türkiye bu çiftçilere yardım etmek ve tarımsal mirasını korumak ve güvenliğini sağlamak için elinden geleni yapmak zorundadır. Size ihtiyacımız var!

Türk halkının temsilcilerine en derin saygılarımızla,

European Farmers Coordination,

Plataforma Rural Alianzas por un Mundo Rural Vivo,

CIFAES - Universidad Rural Paulo Freire, Biodiversité des semences et plants dans les fermes, Nature & Progrès

Ne gariptir bizi ilgilendiren bir konuda sevmediğimiz Batılılar telaşlanıyor. Bizim medya ve siyasetçilerimizde ise ses yok. Bu mektup neden medyada yer almaz ve neden toplumdan gizlenir, siz karar verin…


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.