"Geleneksel tıbbı, merdiven altından kurtarmak istiyoruz""
Sağlık ve çevre alanında pilot üniversite seçilen DÜ'de yapılan "Geleneksel Tıpta Kalite ve Standardizasyon" çalışmalarıyla üretilen tıbbi bitkilerden merhem, macun ve krem gibi ürünler elde edilirken, kurulan birimde akupunktur, hacamat, arı zehriyle ted
DÜZCE (AA) - ÖMER ÜRER - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan, bölgesel kalkınma odaklı proje kapsamında, sağlık ve çevre alanında pilot üniversite seçilen Düzce Üniversitesinde (DÜ) yapılan "Geleneksel Tıpta Kalite ve Standardizasyon" çalışmalarıyla üretilen tıbbi bitkilerden, merhem, macun ve krem gibi ürünler elde edilirken, kurulan birimde akupunktur, hacamat, arı zehri ile tedavi gibi geleneksel uygulamalar gerçekleştiriliyor.
Yaklaşık bir yıl önce "tarladan laboratuvara" sloganıyla DÜ Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜBİT) ve Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, kentin çeşitli bölgelerindeki çiftçilere ulaşılıp tıbbi bitki ekimi yaptırıldı.
Bu çiftçilerin arazilerine farklı türden 60'a yakın bitki tohumu dağıtılarak bulundukları coğrafyaya uygun şekilde ekim ve hasatları yapan araştırmacılar, bu ürünlerden papatya çayı, ada çayı, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan macun, krem gibi tıbbi ürün elde etti.
Bu ürünlerin yanında üniversite bünyesinde kurulan uygulama merkezinde, daha önce "merdiven altı" olarak yapılan geleneksel tedavi yöntemleri işin uzmanı doktorlar tarafından uygulanmaya başlandı. Bu uygulamaların başında hacamat, akupuntur, arı zehri ile tedavi ve bel hastalıkları geliyor.
- "300 dönüm arazide ekilmeye başlandı"
DÜBİT Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Uğraş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversitenin Cumhurbaşkanlığı tarafından Bölgesel Kalkınma için seçilen 5 pilot ilden biri, alanın da "geleneksel ve tamamlayıcı tıp" olduğunu söyledi.
Geleneksel tıp konusunda bölgeye yayılım çalışmaları yürüttüklerini ve bunu yaparken laboratuvar ortamlarında gerçekleştirdiklerini vurgulayan Uğraş, "Tıbbi ve aromatik bitkileri, arıcılığı yaygınlaştırmak, tıbbi mantar yetiştirmek için farkındalık ve birlikte üretim çalışmaları yürüttük. Bu çalışmalarımız netice verdi ve bölgede birçok çiftçimiz üretime geçerek gelir kapısı haline getirmeye başladı. Şu an itibarıyla Düzce'de 300 dönüm arazide ekim faaliyeti planlandı ve ekilmeye başlandı." dedi.
Çalışmanın bölgeye yayıldığını ve taleplerin gün geçtikçe arttığını anlatan Uğraş, Sakarya, Balıkesir ve Bolu civarından girişimci çiftçilerin de ekime başladığını bildirdi.
- "Bu iş doğru ellerde yapılamadığı sürece kötü sonuçları olabiliyor"
Daha önceki yıllarda bu tür tedavi yöntemleri ve bitkilerden elde edilebilen ürünlerin varlığının olduğunu fakat bilimsel anlamda kendilerinin bunu yaptığının altını çizen Uğraş, şunları kaydetti:
"Merdiven altından bu işi kurtarmak istiyoruz. Papatya çayının sakinleştirici etkisi var evet kabul ediyoruz ama bu toplanan papatya doğru papatya mı? Bu papatyada hastalık var mı? Bunları bilmeden bu yöntemle bir çay yapamazsınız. İşte biz toplanan ürünlerdeki bu tür etkenleri araştırıp bu şekilde kullanıma hazırlıyoruz. Yani tedavi amaçlanırken hastalık yapıcı bir durum oluşturmasını engelliyoruz. Bu tıp doktorları tarafından, üniversite camiasında laboratuvarlarda analizler gerçekleştiriyoruz. Daha sonra hastanemizde doktorlarımız uygun tedavi yöntemiyle müdahale ediyor."
Prof. Dr. Uğraş, merkezde hacamat, akupunktur, arıyla tedavi, bitkilerle tedavi gibi 15 çeşit tedavi yönteminin uygulandığına değinerek, "Sülük ve lavra tedavilerini de olması gerektiği gibi yürütüyoruz. Hacamat tedavisinin merdiven altlarında ne yazık ki sağlık personeli olmaksızın yapıldığını duyuyoruz. Şimdi burada yapıldığını duyan hastalar gelmeye başladı. Hocalarımız daha önce hacamat yaptıran hastalarda birçok sorunu gözlemledi. Bu iş doğru ellerde yapılamadığı sürece kötü sonuçları olabiliyor." şeklinde konuştu.
Kaynak: