Ahmet Ünver
Gelin CANLAR BİR olalım!
Bir ve beraber olmak, İmanın ve Müslümanlığın temel kaidelerindendir. Bir ve beraber olunmadan ayakta kalmanız, varlığınızı sürdürmeniz mümkün değildir. Birlik ve beraberlik üzerinde bu kadar durulmasına rağmen, bölge halkları ve özellikle de ülkemizde ayrılmalar, çözülmeler için olmadık bahaneler üretiyoruz. Acaba neden? Bizleri kuşatma altına alan dünyalıklarımız ve sekülarizmin esiri olmamızdan kaynaklı mıdır? Yıllar önce adamlar bu milleti çözmek için araştırma yaparak ‘ bölge halklarını yönetmenin, emperyalist emellerimize ulaşmanın temel kuralı ‘’ dünyalık sevgisini artırmak ve dünyalıkların kölesi haline getirmek ‘’ gerektiği noktasında bir ve beraber karar vermeleri. Halimize bir bakar mıyız?
Ülkemiz ve bölgemiz uzun zamandan beri kaos ve karışıklarla iç içedir. Emperyalist güçler ve devletlerin bölgemizdeki sömürülerinin devam etmesi için bölge halklarının ve devletlerinin uyanmaması gerekmektedir. İspanya’nın Madrid şehrinde Şehir müzesindeki bir heykel çalışmasında olduğu gibi… Müslüman en altta, onun üstünde Hristiyan ve en tepede de bir Yahudi… Nasıl güzel değil mi? Bu düzenin değişmemesi için ellerinden gelenin daha fazlasını yapıyorlar… Bütün mesele bu… Biz hala anlayamadık!. Her an bir uyanma emaresi görüldüğü durumlarda ise bütün emperyalist güçler bir araya gelerek onu bertaraf etmek için var güçlerini ortaya koymaktan çekinmezler.
Yıllar önce Merhum Mehmet Akif ne güzel buyurduğu gibi; ‘’Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça sineler onu top bile sindiremez’’.. 100 yıl önce neleri gördüğü için bu cümleleri sarf etmek zorunda kaldı ki… 100 yıl öncekinden daha kötü bir duruma doğru bölge halkları sürüklenmek istenmektedir. Uyanmak için daha nelerin olması gerekmektedir.
Bu asil milletin ve Anadolu topraklarının parçalanması, bölünmesi ve tekrar Haçlı zihniyetinin ellerine geçmesi için bölge insanlarının bir ve beraber olmasının her türlü önüne geçilmesi gerekmektedir. Günümüzde oynanan oyun tamamen bunun eseridir. Bizler sinema filmi izler gibi sadece izlemekle yetiniyoruz. Haçlı zihniyeti bizleri bölmek ve parçalamak için her türlü planın devreye koyarken, iki farklı Hristiyan mezhebi 1000 yıllık kavgalarına ve küslüklerine daha birkaç gün önce son verdiler… Onlar adıan güzel bir gelişme, bizler bölünmek, parçalanmak için bahaneler üretirken, adamlar birleşmek için en küçük bir gelişmeyi görmezden gelmiyorlar…
Bu asil vatan ve millet için derdi olan herkes bizim kardeşimizdir. Bölge insanının refahı ve selameti için mücadele eden liderlere bakar mısınız? Bizleri nelerle meşgul etmekteler. Ufak tefek aykırı düşünceler, davranışlardan kaynaklı olarak karşılıklı birbirini tekfir derecesine varan ifadeler ve dışlamalar. Tam da emperyalist güçlerin ve oyuncaklarının istediği gibi… Onlar istiyor bir göz biz veriyoruz hem iki gözü, hem de bir bütün halinde mevcudu…
Hz. Allah yüce itabımızda sürekli olarak bizlere ‘’ Çok az akdediyorsunuz, Çak az düşünüyorsunuz, NE zaman akdedeceksiniz’’ vb. ikaz ve uyarılarına rağmen, bizler bölgemiz ve ülkemiz üzerinde oynanan oyunları görmek için Allah’ın bizlere bahşetmiş olduğu aklı ne zaman kullanacağız? Çok merak ediyorum.. Bizlere yüce kitabında ne buyuruyor; ‘Bir fasık bir haber getirdiği zaman onu araştırmadan, incelemeden habere ve getirene inanmayın’’ noktasından ne zaman uzaklaştık?
Sonsuz Kudret sahibi olan Yüce Allah Kutsal kitabımızda ‘’ Bu gidiş nereye, Nereye gidiyorsunuz ‘’ vb. soru ve ikazlarla özellikle İman ehlini şöyle bir sallamayı ve düşünme melekesini kullanmasını hatırlatıyor. Bu ülkeye ihanet noktasında olmamak kayıt ve şartı ile bu ülke için derdi olan bütün idarecilerin öncelikle ve özellikle kendilerini, sorgulamalarının daha sonra da çevrelerini kuşatmış olan, eski dostlarına karşı ağızlara alınamayacak ve yazıya dökülemeyecek ifadelerde bulunan, sonradan bu kervana katılmış olanları dinlemekten vazgeçenin şimdi tam zamanı. Aksi halde ileride çok geçmiş olabilir. İleride Eyvah dememek adına… Keşke dememek adına… Şairin buyurduğu gibi; ‘’ Aslında; Ne yaman çelişkiler içindeymişsin! Çok geç anladın... Bad' el Harab - ül Basra!..